Top Gun Maverick konuşmaya ilk filmi anarak başlayalım. Tony Scott’ın ellerinden çıkan 1986 yapımı Top Gun, sinema tarihinin en iyi filmlerinden birisi değil belki, ama dönüp dönüp hatırladığımız unutulmaz filmlerinin başında gelir. Peki bu buram buram Amerikan propagandası kokan ve hepimizin imrendiği bir iş yapan savaş uçağı pilotlarının hayatlarına değinen film nasıl oldu da bugüne kadar popülerliğini korumayı başardı? Birkaç maddede sıralayalım:

  1. Üniformalı yakışıklı erkekler ve güzel kadınlar dans ediyor, güneşin altında plaj voleybolu oynuyor.
  2. Aramızda savaş uçaklarından etkilenmeyen var mı?
  3. İmkânsız aşklar ve çatışan hayatlar
  4. Pamuk ipliğine bağlı ama sımsıkı arkadaşlıklar
  5. Danger Zone ve Take My Breath Away önderliğinde efsane müzikler
  6. Tom Cruise karizması

15 milyon dolar bütçeli, gişe beklentilerinin yüksek olmadığı, neye hizmet ettiği belli bir filmdi Top Gun. Ama farkında olmadan mükemmele yakın bir formül bulunmuştu. Bir de Tom Cruise isimli gelecek vadeden bir genç vardı baş rolde. Sinema sanatında belirleyici olan birçok konuda zayıf bir film olmasına rağmen, elindeki taşları sahaya çok iyi dizmeyi başaran Tony Scott, Tom Cruise’un doğal cazibesini de kullanarak bugüne kadar gelen Top Gun popülaritesinin doğmasına vesile oldu. Bugün bile ara ara açıp Top Gun izler, gaza gelirim ben şahsen. Sizi bilemiyorum tabi.

Top Gun Maverick Uçak
Bu sahnelerin hemen hepsi gerçek uçaklarla çekilmiş. Oyunculara uçuş eğitimi verilirken, pilotlara film çekim teknikleri anlatılmış. Bilin bakalım bu hangi akıllının fikriymiş? Bildiniz, fotoğraftaki arkadaşın tabi ki de…

İlk Filmin Üzerine Koyan Bir Yapım

Top Gun Maverick işte bu mirasa nostaljik bir selam çakıp, günümüz sinema endüstrisinin doğrularıyla harmanlıyor ve iki saatlik harikulade bir macera olarak karşımız çıkıyor. 36 yıl sonra gelen devam filminin nasıl olmasını istersin diye sorsanız, izlediğim gibi olmalı derdim.

Top Gun’a devam filmi çekmek belli ki Tom Cruise’un yıllardır aklındaymış. Doğru senaryo, doğru kadro ve doğru kamera arkası ekibi için beklemiş. Beklediğine de değmiş. Top Gun Maverick teknik açıdan ilk filmin fersah fersah ilerisinde. Daha önce Tom Cruise ile 2013 yapımı bilim kurgu filmi Oblivion’da çalışan Joseph Kosinski, Top Gun Maverick’te çok temiz bir iş çıkartmış. Saygıda kusur etmemiş, filmin gerek teknik gerekse de sanatsal yönüne epey ağırlık vermiş. Dolayısıyla ortaya çok iyi bir film çıkmış. Top Gun Maverick baştan sona bizi koltuklarımıza çiviliyor. Yaşattığı her duyguyu arıtılmış bir şekilde bize sunuyor. Hiçbir şeye kafa yormamız gerekmiyor. Her şey bize hap gibi veriliyor. Biz sadece arkamıza yaslanıp iki saat boyunca heyecandan hüzne, umuttan telaşa, duygudan duyguya savruluyoruz. Ben bir sinema filminden daha ne isteyebilirim ki? Aslına bakarsanız beklentimi karşılamayan tek bir konu vardı filmde. Müzikler…

Top Gun Maverick poster
İlk filmin izlerini şu görselde görmek mümkün. Top Gun Maverick ilk filmin formülünü kullanıp çıtayı yükseltmeyi başarmış.

Müzikler Müzikler Ah O Müzikler…

İlk filmi anlatırken müziklerin ne kadar belirleyici olduğundan bahsetmiştim. Danger Zone, Take My Breath Away gibi şarkılar Top Gun ile özdeşleşmiş, notalarını duyar duymaz gözünüz önüne savaş uçaklarını getiren parçalardır. Maalesef Top Gun Maverick bu konuda ilk filmin gerisinde kalmış ve akılda kalıcı kendisiyle özdeşleştirebileceğimiz parçalar sunamamış. İlk filmin müziklerine göndermeler var, güzel nostalji olmuş bunlar ama onlar bile yetersiz kullanılmış bana sorarsanız. İliklerimize kadar hissettirebilirlerdi onları. Yani müzik konusunda aradığımı bulamadım Top Gun Maverick’ten. Üzüldüm ne yalan söyleyeyim.

Bu tarz bir pop-corn filminden çok fazla senaryo beklemenin lüzumu yok elbette. Tutmuş formülü tekrarlayıp işinizi yapsanız yeterli. Top Gun Maverick bunu yapmayı başarıyor. Hatta sinematografik olarak ilk filmin de üzerine koyarak çıtayı da yükseltiyor. 60 yaşındaki Tom Cruise’ın dublör kullanmadan savaş uçağı uçurması, son sürat motorsiklet kullanması, kaç G olduğunu bilmediğim kuvvetlere maruz kalması ve kendini zorladığı yetmezmiş gibi, bir de diğer oyuncuları benzer şartlarda çalışmaya zorlaması akıl almaz gerçekten de. Adam hiç yaşlanmıyor ve formunu kaybetmiyor. Oyuncularla yapılan röportajlarda Tom Cruise’un profesyonelliğinin onları nasıl etkilediğini görebilirsiniz. Jennifer Connely ve Miles Teller özelindeki oyuncu seçimlerinden de memnun kaldığımı ekleyeyim yeri gelmişken.

İlk filmin unutulmaz isimlerinden üstat Val Kilmer… Neyse devam etmeyeyim. Boğazım düğümleniyor. Onun Top Gun Maverick’teki yerini filmi izleyip kendiniz görün ve değerlendirin.

Velhasılıkelam Bu Filmi Kaçırmayın

Toparlarsam, Top Gun Maverick’ten çıktığımda yüzümde büyük bir tebessüm vardı. Heyecandan yükselen kalp ritmim normale dönmek bilmemiş, bana bu duygusal roller coaster’ı yaşatan ekibe içten bir teşekkür etmekle meşguldüm. Bence siz de ilk fırsatta bu güzel filmi bir IMAX salonunda, iyi bir ekran ve ses sistemiyle izleyin ve keyfini çıkartın. Sinema işte bu yüzden çok özel bir sanat… Hem göze, hem kulağa, hem de duygulara hitap ediyor.

Ufuk’un Notu: 8/10


Top Gun Maverick incelemesi sonrası, yeniden çekilen Mortal Kombat‘a dair görüşlerimi okuyabilir ya da gerçek hayatla sanal dünyanın kesiştiği Free Guy filmine ilişkin eleştirime göz gezdirebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın