2005 yapımı ilk God of War oyununa dair izlenimlerimi geçtiğimiz yılın Kasım ayında sizlerle paylaşmıştım. Oyun Playstation 2 konsoluna çıkartılmış olsa da, ben God of War’u Playstation 3 için piyasaya sürülen God of War Collection paketindeki cilalanmış haliyle oynamış ve bayağı beğenmiştim. 2020 yılında dahi keyif alarak oynanabilecek bir aksiyon macera oyunu olarak nitelendirmiştim. Aynı yazıda serinin ikinci oyunu olan God of War 2’ye başladığımı ve bitirdikten sonra incelemesini yazacağımı da belirtmiştim.

Bugün o kutlu gündür dostlar! God of War 2’yi bitirdim ve üzerine keyifli bir sohbet etmeye hazırım. Siz de hazırsanız muhabbete başlayabiliriz.

God of War Collection, ilk iki oyunun PS3 konsoluna yükseltildiği bir paketti.

Oyunun Künyesi ve Hikayesi

God of War 2, ilk oyunda olduğu gibi Sony bünyesinde faaliyet gösteren Santa Monica Studio imzasını taşıyan bir yapım. PS3’te piyasaya sürülen Collection paketinde Santa Monica Studio’nun yanında, Bluepoint Games’in ismini görüyoruz. Bluepoint’i Uncharted’ı Playstation 4’e ve Demon’s Souls’u Playstation 5’e taşıyan firma olarak anımsayabilirsiniz. Yani oyunları yeni jenerasyon konsollara taşıma konusunda tecrübeli bir firma.

Gelelim God of War 2’nin hikayesine. Bildiğiniz gibi God of War, antik Yunan mitolojisini Kratos gibi ilgi çekici bir karakterin omuzlarına yükleyip bize yepyeni bir kahramanın yolculuğu hikayesi sunmuştu. Santa Monica, ilk oyunun hikayesini ikinci oyunda devam ettirmiş. İlk oyundaki başarılı hikâye anlatımı öğelerinin ikinci oyunda aynen kullanıldığını görmek güzel. Aksiyonuyla öne çıkan bir oyunun hikâye yönünün de bu kadar kuvvetli oluşu takdiri hak eden bir özellik. God of War bugün Sony’nin en önemli fikri mülklerinden biriyse, bunda Santa Monica’nın başarılı senaryosunun, ses ve müzik seçimlerinin ve ilgi çekici hikâye anlatımının payı oldukça fazladır.

İlk oyunun sonunda bıraktığımız Kratos’u tekrar kontrol etmek ve mücadeleyi daha yukarılara, hatta en tepelere taşımak büyük keyif doğrusu. İlk oyundakinden daha güçlü bir Kratos’u kontrol ettiğimizi hissediyoruz. Kratos artık daha kudretli ve iştahlı. Büyüleri daha etkili. Düşmanlarınıza verdiğiniz hasar daha şiddetli ve her vuruş daha tatmin edici.

Oyunda ilerledikçe, eylemlerimizin God of War evreninde neden olduğu değişimi gözlemlemek son derece eğlenceli. Tarih yazdığımızı iliklerimize kadar hissedebiliyoruz. Fakat ikinci oyunun, tek başına kendi ayakları üzerinde duran bir konu taşımaktan çok, ana hikâyeyi finale taşıyan bir yapısı olduğunu belirtmek gerekiyor. Eğer ilk oyun giriş bölümüyse, God of War 2’yi gelişme bölümü gibi düşünebilirsiniz. Bu açıdan üçüncü oyuna başlamayı ve hikâyenin nasıl ilerleyeceğini görmeyi iple çektiğimi söylemeliyim. Üçüncü oyundan beklentim bir hayli fazla.

Kratos ve Pegasus
Kratos’un savaşı yukarılara taşıdığını söylemiştim. Oralara nasıl çıktı sanıyordunuz?

Ayağına Taş Değmesin Kratos

God of War aksiyonuyla ön plana çıkan bir oyun. Bu kuşku götürmez bir gerçek. Serinin ikinci oyununda aksiyonun tam kıvamında olduğunu görüyoruz. Gerek dövüş mekanikleri gerek animasyonlar gerekse de bulmacalar tam olması gerektiği gibi.

Fakat zamana karşı yarıştığımız bulmacaları tüm bunlardan ayrı tutmak istiyorum. Bir de üzerimize yağmurdan boşanırcasına düşman yağarken, bir yandan bir kolu döndürmeye çalıştığımız sahneler var ki… Son olarak da oyunun final dövüşündeki doğru tuşa basma anları (QTE – quick time event)… Reddit sırf bu sahnelere özel açılmış başlıklarla dolu… Bir gençlik ağlamış bu bölümlerde anlayacağınız… Sonuç olarak bu bölümler olmasa da olurmuş. Gereksiz zorlama buldum. God of War’un hiçbir zaman kolay bir oyun olarak anılmadığını gayet iyi biliyoruz. Bu bölümler de o zorluğun bir parçası aslına bakarsanız. Ama yine de…

Bir diğer değinmek istediğim husus iki nokta arası ulaşım ve harita üzerine olacak. God of War 2’nin oyunculara yardımcı olmak gibi bir derdi pek yok. Yolunuzu kendiniz bulmanız ve daha önce geçmiş olduğunuz yerlerden tekrar geçerek, daha önce kapalı olan ama sonra açılan bir kapıya ulaşmanız gerekiyor. Bazı durumlarda bu kapılara belirli bir sürede ulaşmanız gerekiyor… Kolay gelsin yani…

God of War Macerası Devam Edecek

Genel olarak, God of War 2’nin ilk oyunun üzerine koyan bir yapım olduğunu görüyoruz. Bu da Santa Monica’nın işi ne kadar sıkı tuttuğunun bir ispatı. Hemen her açıdan daha iyi bir oyun God of War 2. Bununla birlikte, benim Remastered versiyonlarını oynadığımı tekrar hatırlatmak istiyorum. Gerçi günümüz oyunlarından PS3 grafiklerine dönmek göz yoruyor ama God of War 2 o kadar da kötü görünmüyor açıkçası. Ara videolar hariç… Oralar bayağı bulanık…

Her şey iyi güzel ama ilk oyunda olduğu gibi altyazı seçeneğinin olmayışı beni yine üzdü. Oyunu genelde ev ahalisi yattıktan sonra oynadığım ve sesini fazla açamadığım için ara videolarda söylenenleri anlamakta çok zorlandım. Keşke altyazı seçeneği aktif olsaydı. Neyse ki üçüncü oyunda altyazı var. Çektiğim sıkıntılar artık sona erecek.

God of War 2, zaten iyi olan bir oyunu daha yukarıya çıkartmayı başaran bir yapım. Çıktığı 2007 yılında Playstation 2’de yılın oyunu ödüllerini toplayan bu şaheser, Sony’nin unutulmaz konsolunun en iyi oyunları arasında yer almayı bileğinin hakkıyla başarıyor. Aksiyon oyunu sevenler zaten kaçırmamıştır ama siz de benim gibi fırsat bulamayanlardansınız, God of War serisine ilk fırsatta göz atmanızı öneriyorum.

Üçüncü oyunu aradan çıkartalım, seriye yeni bir soluk getiren Playstation 4 oyununa doğru ilerleyeceğiz… Sonrası kısmet artık…


God of War 2’nin üzerine Mass Effect serisine göz kırpabilir ya da sevimli dostumuz Alien ile köşe kapmaca oynayabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın