Başlıktaki tık tuzağı ”İyi değil harika bir film” sözünün Free Guy’da birçok kez karşımıza çıkan ”Don’t have a good day, have a great day” lafından türediğini söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. Bunu belirtmek zorundayım çünkü bu filme harika bir film dersem birçok kişi benim sinemadan anlamadığım sonucuna varacaktır. Hatta bir kısım sinemasever ”Bu filmi iyi bulan benimle bir daha muhatap olmasın,” bile diyebilir. Fakat unutmamak gerekir ki; neticede sinema bir sanat ve sübjektiflik sanatın doğasında vardır. Ama haklısınız, Allah aşkına bu filmin neresi harika? Tamam tamam, bu kadar makara yeter. Konumuza dönelim.
Beklentiler ve Gerçekler
Free Guy’ı izlemeye giden hiç kimsenin büyük bir beklentiyle salondaki yerini aldığını sanmıyorum. Aşağı yukarı hemen hepimiz nasıl bir film ile karşılaşacağımızı bilerek filmi izlemeye karar vermişizdir. “Ryan Reynolds var kesin komiktir,” “eğlenceli duruyor,” “biraz kafamız dağılır,” “aksiyon da var işte ne güzel…” cümlelerinin aklınızdan geçtiğini duyar gibiyim. Peki film tüm bu düşük seviye beklentiyi karşılamayı başarıyor mu? Bana sorarsanız başarıyor. Derdi büyük olmayan filmlerin en güzel yanı da budur zaten. Boyundan büyük işlere girişmeden, haddini bilerek kendini izletir. Filmi bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Free Guy bu anlamda beklentiyi karşılayan, gayet keyifli bir deneyimdi. Fakat işin sanat yönetimi kısmı düşünülünce, Free Guy sınıfta kalmaya mahkum bir yapım olmaktan kurtulamıyor. Ama size bir şey söyleyeyim mi? Bu “sanatsal” eleştiriler Free Guy’ın umurunda değil.
Komedi Filmlerinin Aranan Yönetmeni: Shawn Levy
Filmin yönetmenliğini ağırlıklı olarak komedi filmlerinde görmeye alıştığımız Shawn Levy üstlenmiş. Levy’yi Night at the Museum serisi, The Pink Panther gibi filmlerin ve Stranger Things dizisinin bazı bölümlerinin yönetmenliklerini üstlenmesinden hatırlıyoruz. Arrival ve Stranger Things gibi beğeni toplamış işlerde yapımcı olarak da karşımıza çıkmıştı Shawn Levy. Saydığım yapımların hemen hepsinin belirli bir kaliteyi tutturmuş işler olması dikkatinizi çekmiştir. Fakat yönetmenlik anlamında bir şaheser değil Free Guy. Aslına bakarsanız yönetmenin ön plana çıkabileceği bir yapım da yok karşımızda. Bu duruma rağmen, keyifli kamera açıları ve oyunlardan aşina olduğumuz renk paletiyle çekilmiş eğlenceli sahneler vardı filmde.
Filmin baş rolünde karşımıza çıkan Ryan Reynolds son dönemde popülaritesi artan bir isim. Sempatik, samimi ve kendine has bir mizah anlayışı var. Ekrana ve sinemaya çok yakışıyor. Free Guy’daki performansı da bu film için gayet yeterli. Yan rollerde karşımıza çıkan Jodie Comer, Lil Rel Howery ve Stranger Things’ten hatırlayacağımız Joe Keery gibi isimlerin de görevlerini layıkıyla yerine getirdiklerini görüyoruz. Hatta absürt bir rolde karşımıza çıkan Taika Waikiki’nin hayat verdiği karaktere gayet güzel girdiğini söyleyebiliriz. Ünlü yönetmenin bu filmde oyunculuk deneyimiyle ön plana çıkması hoş bir detay olmuş. Kendisi sever böyle rolleri.
Free Guy’daki Referanslar
Free Guy’ın esinlendiği yapımlar var. The Matrix, The Truman Show ve Ready Player One gibi filmleri gözünüzün önüne getirecek sahneler hiç de az değil. Filmin eğlenceli ve karikatürize oyun dünyası kılıfını sıyırdığınızda Simülasyon Teorisi ile karşılaşıyorsunuz. Bu merak uyandırıcı konu ilgi alanınıza giriyorsa filmden aldığınız tadın daha da artacağına emin olabilirsiniz. 2003 yapımı Her filminde muhteşem bir şekilde yansıtılan insan – yapay zeka ilişkilerine Free Guy’da da rastlıyoruz. Bu referanslar filmin komedi unsurunun altına sorgulayıcı ve düşündürücü bir temel oturtmuş. Tüm bu alt metin içeriği, filmin tek katmanlık basit bir komedi filmi olmasından çıkıp, farklı türlere göz kırpmasını sağlamış.
Son Sözler
Sonuç olarak eğlenceli bir film var karşımızda. Özellikle bilgisayar oyunlarına ve son dönemde iyice popüler olan oyun yayıncılığına ilgi duyan gençlerin kendilerinden birçok şey bulacağı bir film olmuş. Zaten salondaki genç izleyiciler bu göndermelerin perdede görünmesiyle çığlıklar ve bağırışlarla beğenilerini belli ettiler. Yapımcıların tam istediği tepkiler bunlar. Filmde Fortnite, GTA, PUBG ve türevi birçok popüler oyuna yapılan referanslar da dikkatlerden kaçmayacak kadar aşikardı. Ben genel olarak beklediğimi aldığımı söyleyebilirim Free Guy’dan.
4DX Deneyimine Dair
Ben filmi 4DX olarak izledim ama izlemesem de olurdu. Bir filmi 4DX izleyince birçok ayrıntıyı ister istemez kaçırıyorsunuz. Mide bulantısı, odaklanma sorunları, üzerinize fırlatılan dikkat dağıtıcı uyarıcılar arasında gidip geliyor insan. Free Guy gibi her yerinde sürpriz (easter egg) barındıran bir filmde en istemeyeceğiniz şey, bu göndermeleri kaçırmaktır herhalde. O yüzden standard bir IMAX daha doğru bir tercih olurdu. Gerçi pandemide hangi salonu açık ve güvenli bulursanız gidin demekten başka bir şey diyemiyorum açıkçası.
Free Guy: 7/10
Free Guy’ın ardından yine Ryan Reynolds’un oynadığı bir diğer komedi filmi (!) olan Deadpool 2’ye dair görüşlerimi okuyabilir ya da iklim krizinin en büyüğünü yaşayan Dünya’ya bir alternatif aradığımız sarsıcı ve büyüleyici Interstellar filmine dair düşüncelerime yolculuk edebilirsiniz.