İlk Deadpool filmi henüz planlama aşamasındayken kimse filmin tutacağına ihtimal vermiyordu. Hatta karakterin film haklarını elinde bulunduran 20th Century Fox deyim yerindeyse filmden köşe bucak kaçıyordu. Green Lantern gibi bir faciada ve son derece vasat bir Deadpool performansı ile X-Men Origins: Wolverine’de karşımıza çıkan Ryan Reynolds, süper kahraman filmleri kariyerini çoktan yerle bir etmişti. Tüm bunların üzerine yeni bir başarısız Deadpool uyarlaması ile oyunculuk kariyerini noktalamak zorunda kalabilirdi. Yani risk çok büyüktü. Fakat yönetmen Tim Miller ve Ryan Reynolds’ın büyük özveriyle çektikleri ve yaratıcılık yeteneklerini konuşturdukları Deadpool test çekimlerinin Temmuz 2014’te basına sızmasıyla büyük bir kıyamet koptu. O gün bugündür içimiz dışımız Deadpool oldu. Deadpool 2016 yılında 58 milyon dolarlık bütçesine karşılık 783 milyon dolar gelir elde ederek 18 yaş üstü sinema izleyicisine hitap eden bir süper kahraman filmi yapılabileceğini ispatladı. Muazzam keyifli bir sinema filmi olarak sinemanın dördüncü perdesini yıktı ve seyirci ile müthiş bir bağ kurdu. O andan itibaren ok yaydan çıktı ve Deadpool 2’nin ayak sesleri gelmeye başladı.
Deadpool 2’yi sinema salonlarında görmek için sabırsızlanan sinemaseverler, yayınlanan fragmanlar sonrası karışık hislere büründü. Kimisi ikinci filmin selefinin gerisinde kalacağını belirtti, ötekisi daha iyi bir film beklediğini söyledi. Tüm bu tartışmalar arasında yine son derece başarılı bir pazarlama stratejisi uygulayan film ekibi, yayınladıkları keyifli çekimler ve klipler ile filmin vizyona girmesine az bir zaman kala tüm seyircileri istedikleri kıvama getirmeyi başardı. Sonucunda Deadpool 2, 110 milyon dolarlık bütçesine karşılık 785 milyon dolar gişe yaparak yapımcılarının yüzünü güldürdü.
Deadpool 2’nin Hazırlık Süreci ve Genel Atmosferi
Aslında Deadpool 2’nin yapım aşaması biraz sıkıntılı başladı. Tim Miller, Ryan Reynolds ile yaşadığı kreatif farklılıklardan dolayı projeden çekildi ve yerini John Wick ile aksiyon sinemasına farklı bir tat katan David Leitch’e devretti. Böylece filmin kreatif yönetimi tamamen Ryan Reynolds’a bırakılmış oldu. Ortaya çıkan filme baktığımızda, John Wick’te aksiyon sahnelerindeki başarısını gözler önüne seren Leitch’in etkisi kendisini gösterdiğine tanık oluyoruz. Aksiyonu daha doyurucu bir film olmuş Deadpool 2.
Kendi küçük dünyasındaki problemlere yoğunlaşan, karakterlerin duygusal derinliklerine değinen, kör göze parmak eleştiriler, referanslar ve metaforlarda bulunan ismine yakışır bir Deadpool filmi Deadpool 2. Jenerik müziği, efsanevi mid-credit sahnesi, gülmekten kırıp geçirecek saçmalıkları ile bizlere keyifli anlar bahşeden bir anti süper kahraman filmi.
Deadpool 2 ayrıca, sürpriz karakterleri, ete süte dokunmadan kendi suyunda pişen hikayesi ile, Avengers ve Justice League gibi gezegeni, insanlığı, hatta evreni kurtarma derdindeki filmlerden de temelde ayrılan bir film. Bu açıdan Ant-Man and the Wasp ile benzer bir portre çiziyor diyebiliriz.
Artılar ve Eksiler Üzerine
Tüm fragmanlarda ve tanıtımlarda karşımıza çıkan Cable, Domino ve X-Force kadrosunun filmdeki yerleri benim beklediğimden çok farklıydı. Senaristler bu konuda beni ters köşeye yatırdılar. Fakat bazı hususlarda aldıkları kararları sorgulamadan edemiyorum. Hikâyeyi ve karakterleri ilerletmek için seçtikleri yollar fazla sıradan ve seyirci için yenilikten uzak olmuş. Filmi izledikten sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bu açıdan film ilk Deadpool filminin gerisinde kalmaktan kurtulamamış. İlk filmde hissettiğiniz yeni bir şey görme, farklı bir deneyim yaşama hissi bu filme maalesef aktarılamamış. Yani Deadpool 2 bir bilgisayar oyunu olsa pekâlâ Deadpool’a bir DLC ya da Eklenti Paketi olabilirmiş.
Bu baktığınız açıya göre olumlu bir durum olabilir. Kimi izleyici ilk filmde gördüğü ve keyif aldığı şeyleri bir kez daha izlemek isteyebilir. Benim içinde bulunduğum diğer bir grup da ilk filmde gördüklerinin üzerine koyan ve farklı şeyler denemekten kaçınmayan bir film umabilir pekâlâ. Karşımda, ilk filmin tutan formülünün tekrardan uygulanmak istendiğini görünce dilime yavanlık tadı geldiğini söylemeden edemeyeceğim.
Ben böyle diyorum ama filmde öyle komik öyle absürt sahneler var ki, katıla katıla gülüyorsunuz. Eğer siz de benim gibi sinema dünyasına, çizgi roman dünyasına ve genel olarak geek dünyasına dalmaktan hoşlanıyorsanız, Deadpool’ın esprilerinin çoğundaki göndermelere kahkahalarla güleceksiniz demektir.
Filmin bir diğer başarılı bulduğum yönü de oyunculukları oldu. İlk filmde de beğendiğim oyuncu kadrosunu koruyan 20th Century Fox, yerinde eklemeler ve hoş cameo’larla filmin baharatını bol koymuş. İlk filmin iki katı bütçe ile çekildiği için görsel efektlerin de iyi olduğunu eklemekte fayda var.
Ryan Reynolds’un Emeklerinin Ürünü Bir Deadpool
Son bir söz de Ryan Reynolds’a. Two Guys, a Girl and a Pizza Place’ten beri takip ettiğim aktör, Deadpool’u bu konuma getirmek için inanılmaz bir çaba harcadı. Bazen, Fox ofisindeki kodaman yetkililere filme bütçe almak için yaptığı sunumları hayal ediyorum. Heyecanla anlattığı senaryoyu, yaratıcı fikirleri ve özgün düşünceleri hevesle açıkladığı anları düşünüyorum. Çok emek verdi ve filmin başarısında büyük bir paya sahip. Kariyerini de kurtarması cabası elbette. Mid-credit sahnesinin muazzamlığı da yine kendi kendiyle dalga geçebilen, kendi ile barışık bir kişi olmasından kaynaklanıyor. O duygular beyaz perdeden seyircilere de geçiyor. Sinemanın büyüsü de burada işte.
Deadpool 3 nasıl olur bilemiyorum ama bir Wolverine görürsek çok keyifli olabilir. Ryan Reynolds’un Hugh Jackman’a yaptığı taciz yanıt bulur ve bu hayal gerçekleşirse, biz seyircileri unutulmaz bir film bekler.
Deadpool 2, ilk filmin bıraktığı yerden devam eden eğlenceli bir film. Eğer senaryoda ve karakterler üzerinde birkaç düzenleme daha yapılmış olsaydı ilk filmin ötesine bile geçilmiş olunabilirdi. Şu haliyle kaçırılmaması gereken bir süper kahraman parodisi olduğu aşikâr.