Not: Bir süredir Düşlerden Gerçeğe’de yeni yazı paylaşmıyordum. Doha’da gerçekleşen Dünya Cimnastik Şampiyonası’na ilişkin düşüncelerimi de 2018 Ekim’den beri taslaklarda tutuyordum. Biriken yazıları temizlemeye ve yeni yazılar ile buraları tekrardan canlandırmaya yavaş yavaş başlayalım.
48. Dünya Cimnastik Şampiyonası 25 Ekim-3 Kasım 2018 tarihleri arasında Doha’da gerçekleştirildi. Ekim’in son günlerinde Doha’yı vuran mevsim normallerinin üzerindeki yağış nedeniyle organizasyonun aksamasından korkuyordum. Fakat korkularımın yersiz olduğunu görünce rahatladım.
Şampiyonanın son günü ben de Aspire Dome’daki yerimi aldım ve son gün gerçekleşen finalleri izleme fırsatı buldum. Öncelikle Aspire Dome’un harika bir spor tesisi olduğunu belirtmek gerek. Turnuva için özel olarak yerleştirilmiş tribünleri, ışıklandırması ve etkinlik alanları ile başarılı bir organizasyon gerçekleştirilmiş. Benim bulunduğum süre içerisinde herkes gayet sakin ve keyif içerisinde yarışmaları izledi, yeri geldi kendi ülke yarışmacılarını destekledi ve seremonilerde yer aldı.
2014’teki Hentbol Dünya Kupası sonrası Doha bir spor organizasyonundan daha başarıyla ayrılmış görünüyor. Sıradaki hedef 2019 Eylül’ünde gerçekleşecek olan Dünya Atletizm Şampiyonası. İşte o Dünya Kupası öncesi gerçek bir test olacak. Dünya Atletizm Şampiyonası dünyanın en büyük spor olaylarından birisi. Eğer Katar bu sınavı da başarıyla verirse 2022 Dünya Kupası öncesi güven tazelemiş olacaktır.
Her Sporun Altın Kuralı: Disiplinli Çalışma
2018 Dünya Cimnastik Şampiyonası’nda izlediğim genç sporcular beni derin düşüncelere sevk etti. 17-18 yaşlarında sporcular dünyanın en iyisi olmak için yarışıyorlar. Vücutlarına nasıl baktıklarını görünce, o inanılmaz zor hareketleri nasıl rahat yaptıklarını görünce insan hayret içerisinde kalıyor. Ben yaşlarda nelerle uğraşıyordum, bu insanlar neler yapıyor? Hem de bu seviyeye gelebilmek için verdikleri emek, antrenmanlar, çalışmalar da cabası. Günde altı saat antrenman yaptıklarını söyledi bir ara spiker. Günde altı saat aynı iş üzerine çalıştığınızı düşünsenize… Ve bunu yıllarca yaptığınızı hayal edin. Akıl almaz bir şey. Disiplin, azim, hırs ve ideallere sahip olmak böyle bir şey.
Bir parantezi Simone Biles için açmak lazım. Birleşik Amerikalı 21 yaşındaki bu genç kız Olmipiyat madalyaları ve dünya şampiyonlıkları ile dolu bir kariyere sahip. Doha’da da ortalığı darmadağın etti ve farkını gösterdi. Düşünüyorum da, kim keşfediyor da eğitmeye başlıyor bu insanları? Nasıl bir seçme ve eğitilme dönemi geçiriyorlar. Neden cimnastik mesela? Bizim bu seviyelere gelebilmemiz için neler yapmamız lazım?
Benim tribünde yer aldığım final günü maalesef hiç bir Türk sporcuyu izleme fırsatım olmadı. Hiçbiri finallere kalmayı başaramamıştı. Bir gün umarım onları da izleme fırsatımız olur ama bunu gerçekleştirebilmek için bir şeyleri değiştirmek zorunda olduğumuz belli.