“Doha, Grande Restaurant ile birlikte Türk mutfağının özel tatlarının daha ulaşılabilir olduğu bir şehir oldu” dersem sanırım abartmış olmam. Yaklaşık yirmi kişilik arkadaş grubum ile birlikte açılalı yetmiş günü yeni geçmiş olmasına rağmen lezzeti dilden dile yayılan Grande’yi pazar akşamı deneme şansına eriştik. Şirketimizde çalışan bir arkadaşımızın veda yemeği organizasyonu buna vesile oldu.
Grande’nin lokasyonu son derece güzel. West Bay’deki Retaj Al Rayyan Hotel’inin tam karşısındaki The Residence Tower’ın giriş katında bahçeli bir yer mekan olarak seçilmiş. Aracınızı binanın otoparkına da bırakabiliyorsunuz. Ben ilk anda arabayı nereye bırakacağımı algılayamadım ama görevlilerin tarif etmesiyle arabayı park edip mekana geçebildim.
Restaurant’ın kapalı kısmında sade ama hafif otantik, samimi bir ortam yaratılmış. Havanın çok sıcak olmasından dolayı bahçe kısmında oturamadık. Havalar düzelir düzelmez keyifli bir tercih olacağına eminim.
Bizim dışımızda diğer masaların da büyük oranda dolu olduğunu görmek, “iyi yemek, ölü sezon içerisinde bile müşteri toplayabilir” şeklinde yorumlamamı sağladı. Yirmi kişilik ekibimizde yemekleri beğenmeyen yoktu diyebilirim. Çalışanların güler yüzü ve samimi yaklaşımı da değinmem gereken bir nokta. Nazik davetlerine icabet edip mutfağı da gezdim ve şeflere iyi dileklerimi sundum. Mutfak profesyonel bir çizgideydi.
Grande Restaurant‘ın en büyük kozu Türk mutfağının seçkin lezzetlerini bizlere sunması. Menü oldukça seçkin. Kelle paça çorba, yuvalama, zeytinyağlı enginar, Edirne tava ciğeri, hünkar beğendi, beyti, damla sakızlı muhallebi gibi Doha’da bulmanın imkansıza yakın olduğu tatları başarılı bir sunum eşliğinde deneyebiliyorsunuz.
Damarlarımda akan kanda Anteplilik olduğu için, üzülerek Grande’nin yuvalamasının beklentimin bir tık altında kaldığını belirtmeliyim. Sanırım ben çok iyi yuvalama örnekleri yediğim için sıkıntı oradan geliyor. Tercih eden arkadaşlar kelle paçanın ve kemik iliğinde mercimek çorbasının iyi olduğunu söylediler. Bir sonraki ziyaretimde onlardan birini deneyeceğim.
Soğuk mezelerden ve salatalardan favorim gavurdağı salatası oldu. Humus’u açıkçası pek beğenmedim. Arkadaşlar sağolsunlar anında görüntü bitiriverdikleri için diğer mezelerden tadamadım. Hepsinin silinip süpürülmüş olmasından beğendikleri sonucuna vardım.
Ara sıcak olarak içli köfteyi denedim. Beklentimin biraz altındaydı. Dışı sertti. İçinde de baharatı ve yağını fazla buldum. Zamanla doğruyu bulacaklarını düşünüyorum. Ciğer deneyen arkadaşlar lezzetin iyi olduğunu ama ciğerlerin kalın kesilmiş olduğunu belirttiler.
Ana yemek olarak hünkar beğendi yedim. Katar’da yediğim en iyisiydi. Sukhar Pasha’nın da hünkar beğendisi iyidir ama Grande daha başarılıydı. Beyti yiyen arkadaşlar memnun kaldılar. Sunumu da bayağı görkemliydi Beyti’nin. Yazının başında Beyti fotoğrafını koymamdan anlamışsınızdır. İskender tercih edenler sanırım çok beğenmediler ve hafif pişmanlık içindeydiler.
Tatlı olarak damla sakızlı muhallebinin damla aromasının yoğun olduğunu söylemeliyim. Benim açımdan kesinlikle bir sıkıntı değil ama bazı insanların aroma fazlalığına tepki verebileceğini biliyorum.
Çayların karanfilli gelmesi pek hoşumuza gitmedi. Gönül klasik Türk tipi tavşan kanı çay beklerdi. Bergamotlı olsa ses etmezdim. Müessesenin ikramı meyve tabakları şık ve lezzetliydi. Afiyetle yedik.
Sanırım Grande ile ilgili en ciddi eleştirimi hesap öderken yaşadıklarımız üzerinden yapacağım. Yirmi kişi olduğumuz ve farklı yemekleri denemek istediğimiz için hepimiz değişik yemekler sipariş etmiştik. Bundan dolayı da herkesin kendi ödemesini kendisinin yapacağını kararlaştırmıştık. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Lokanta çalışanları bizi Carrefour fişi gibi padişah fermanından fırlama bir adisyonla başbaşa bırakıp tüm parayı toplamamızı ve kendilerine vermemizi istedi. Bu kadar güzel bir akşamın son on beş dakikasını para toplamaya ayırtmaları hoş olmadı. Bu yanlıştan dönüp, sistemlerini revize etmelerini ve herkesin kendi hesabını ödeyip çıkmasının sağlanması gerektiğini restaurant yöneticilerine belirttim. Umarım bir çözüm üretebilirler.
Yemeğimizin geneline bakarsam şu şekilde özetleyebilirim; Grande’den hepimiz memnun ayrıldık ve tekrar gelerek diğer yemekleri denememiz gerektiği kararını verdik. Hâlâ soft opening aşamasındaki bir lokanta için başarılıydılar. Hesap ödemedeki sıkıntılar gibi teknik aksaklıkların da kısa zamanda aşılacağını umuyorum. Yazıyı bitirmeden son olarak; Grande’nin ücretsiz verilen tadımlık şerbetlerinin müptelası olduk diyebilirim. Denemeden geçmeyin.
Herkese afiyet olsun.
Son dönemde yemeklerin ve servisin kalitesinde ciddi bir düşüş olduğu söyleniyor. Temkinli olmakta fayda var.