Phuket Fantasea sokakları...
Phuket Fantasea sokakları…

Mayıs ayının başına gelecek şekilde eşimle güzel bir uzakdoğu tatiline çıkmaya karar verdiğimizde gideceğimiz şehirler konusunda emin değildik. Ufak bir araştırma ve cesaretimizi test etmemiz sonucunda Doha’dan hareketle Phuket – Bangkok – Hong Kong – Doha yolculuğuna çıkmaya karar verdik. Bu destinasyonları seçmemizde belirli etmenler vardı tabi. Tayland gibi büyük bir ülkeyi bir seferde bitirmek mümkün değildi, bunu hemen anlamıştık. Buna rağmen tüm vaktimizi Tayland’da geçirmek de istemiyorduk. Mutlaka ikinci ve hatta üçüncü farklı bir ülkeyi eklemek istiyorduk bu seyahatimizde.

Öncelikle, en başta biraz deniz-kumsal-güneş tatiline ihtiyacımız vardı. İkimiz de bu konuda hemfikirdik. Yedi aydır tatil yüzü görmemiştik sonuçta. Dedik Phuket bize en uygun yer bu durumda. Pataya’nın alıcısı farklı, biz değildik o. Yaptığımız araştırmalar da “Senin yerin Phuket kanka. Phuket iyi, Phuket” sonucuna çıkartıyordu. Qatar Airways’in direkt Doha-Phuket seferinin olması “ilk olarak Phuket’e gidelim o zaman” kararını kolayca vermemizi sağladı. Orada beş gece deniz-sahil-güneş tatili yapıp kafaları sıfırladıktan sonra Bangkok’un otantik ve renkli havasına üç gece dalıp, oradan da Dubai v2.0 olarak görmeyi umduğum (detayına gireceğim ve ne umdum ne buldum anlatacağım) Hong Kong’u dört gecede keşfetmeyi kararlaştırdık. Toplamda on iki gecelik dolu dolu bir program ortaya çıkmıştı. Bir ara “Acaba Singapur’a da mı uğrasak?“ dedik. Universal Studios’u ziyaret etmek çekici gelmişti ama fazla yorucu olacağını düşünüp vazgeçtik. Çok da doğru bir karar vermişiz. Doha’ya dönemezdik muhtemelen yorgunluktan. Zaten dönüş sonrası zor attık kendimizi eve.

Destinasyonları kesinleştirdikten sonra Booking.com ve Trip Advisor üzerinden bütçemize ve beklentilerimize uygun bir kaç otel seçeneği belirledik. Fiyatlarını ve oda seçeneklerini Evernote’a not ettik. Ardından da uçuşlara baktık. Rehber babamın tavsiyesiyle Phuket – Bangkok iç hat uçuşu için Thai Airways’i tercih ettik. Doha’da ikamet ettiğimiz ve kalitesini bildiğimiz için Qatar Airways diğer tüm uçuşlar için birinci tercihimizdi. Uçuşların aktarmalı olmasındansa “paraya biraz kıyalım, yoksa sefil oluruz” dedik ve Qatar Airways’in direkt uçuşlarına yöneldik. Onları da yazdık bir kenara. Havalimanı otel transferleri için de bir bütçe belirledik. Sonuç olarak kendi özel harcamalarımız, yeme-içmelerimiz ve gezmelerimiz dışında bütçe aşağı yukarı belli olmuştu. Kafamızda tatil programının resmi ile “Katar’daki bir acentaya gidelim bir de onlardan fikir alalım” dedik.

Dünya çapında ödüllü bir acenta olan Regency Travel’a programımızı ve tercihlerimizi verip bize bir paket çıkarmalarını istedik. Kısa sürede geri dönüş yaptılar ve tüm havalimanı otel-transferleri dahil (transferler candır. Seyahatimiz boyunca “iyi ki transferleri de dahil etmişiz” deyip durduk) bizim bütçemize çok yakın güzel bir paket çıkarttılar. Otellerle ilgili bir kaç değişiklik sonrası tatil programımız netleşmişti. Şimdi sizlere adım adım yaşadıklarımızı ve seyahatlerimizi anlatacağım. Anlatacaklarımın uzun olacağını düşündüğüm ve okurken sizi yormamak için Phuket, Bangkok ve Hong Kong maceralarımızı ayrı ayrı yazacağım. Doha-Phuket uçuşu ile serüvenimize başlıyoruz!

Tayland’ın tatil cenneti Phuket!

Doha-Phuket sehayatini Qatar Airways’in direkt uçuşu ile yaptık. Altı buçuk saatlik bir uçuştu. Oldukça rahat ve konforlu bir sehayat oldu. Uçuş öncesinde ve sırasında hiç bir problemle karşılaşmadık. Pasaport kontrolünde ise bizi bir sürpriz bekliyordu.

Uluslararası Phuket Havalimanı küçük bir havalimanı ama o boyutuna aldanmamak lazım. Kendisi oldukça kalabalalık bir havalimanı. Bunu gören Tayland hükümeti kolları sıvamış ve daha büyük bir havalimanı için düğmeye basmış. İnşaatı biten yeni havalimanının bu yıl içinde hizmete sokmayı planlıyorlar.

Uçaktan indikten sonra 45 dakika kadar pasaport kontrolü için kuyrukta bekledik. Tavsiyem havalimanında uçuş ekibine ayrılan kontuarlara yakın kontuarların sırasına girmeniz. Uçuş ekibi işini bitirince hemen oraya kayarsınız. Sıranın bize gelmesinin ardından pasaportları görevliye verdik. Pasaportlardaki ay yıldızı gören görevlinin bize çikolata ikram etmesini beklerken bize uyuşturucu kaçakçısı muamelesi çekti ve apar topar arkada bekleyen güvenlik görevlisini çağırdı. Bizi yandaki farklı bir bölüme aldılar ve sorgu başladı. Nereden geliyorsun? Neden buradasınız? Kaç gün kalacaksınız? Phuket sonrası nereye uçacaksınız? Otel rezervasyonunuzu verin. Dönüş uçağınızın biletini gösterin falan filan. (Allahtan her türlü riske karşı tüm belgelerin birer kopyasını çantama atmış, fotoğraflarını da telefona kaydetmiştim. Gittiğimiz her yerde –otel, havalimanı ve transfer- bu belgeler gerekti. Aman diyeyim unutmayın.) Bize yapılan bu muamelenin sebebi 17 Ağustos 2015 tarihinde başkent Bangkok’ta gerçekleşen bombalı eylemle alakalı göz altına alınan zanlıların evinde yapılan aramalarda sahte Türk pasaportlarının çıkması ve Tayland ile Türkiye’nin arasının açılması. Gelirinin büyük kısmı turizmden gelen bir ülke için bu trajik olayın şoku üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala herkesin aklında. Türk pasaportumuzun uzakdoğuda gördüğü ilginin (!) başımıza daha neler açtığını Hong Kong kısmında anlatacağım. İnsan üzülüyor gerçekten. Dış politika… neyse…

Phuket havalimanındaki sancılı pasaport kontrolü sonrası, bavullarımızın bantlardan çıkartıldığını ve yere atıldığını görünce bize uygulanan bu prosedür yüzünden bayağı bir vakit kaybettiğimizi anladık. Neyseki yolculuk öncesi korktuğum bavulların kaybolması hadisesi yaşanmadan havalimanından çıkabildik.

Regency Travel’ın ayarladığı transfer ile birbirimizi havalimanı çıkışında bulmamız biraz uğraştırsa da sağ salim bizi otelimize götürecek otelin isminin yazılı olduğu minibüsümüzü binebildik. Acentanın gönderdiği “voucher”ı minibüs şoförüne verip otele doğru yola koyulduk. Tayland’ın nemli havası yıllardır Doha’da yaşayan bize sökmese de, klimalı minibüs görmek hoşumuza gitmişti. Minibüsteki tek yolcular da bizdik. Kendimizi özel hissetmemizi sağlayan bir ayrıntıydı.

Renaissance Phuket Resort & Spa’ya hoşgeldiniz!

Renaissance

Burada geçirdiğimiz günler tek kelimeyle harika bir deneyimdi. Marriot oteller zinciri bünyesinde bulunan Renaissance, Mai Khao plajında yer alıyor ve havalimanına sadece 20 dakika mesafede. Phuket’in şehir merkezine arabayla yaklaşık bir saat uzaklıkta olan otel, kafa dinleyip, deniz, kum, plaj, havuz keyfi yaşamak isteyen hem çiftler hem de aileler için biçilmiş kaftan. Biz Doha’da acenta ile yaptığımız görüşmeler sırasında Pool Villa odada kalmayı seçmiştik. Kesinlikle muhteşemdi. Kendinize ait havuzu olan bir villa-bungalow hayal edin. İşte o hayalin dünyadaki yansımasıydı odamız. Gerek açık büfe kahvaltı, gerekse de oda servisleri ile otelin yemek servisi gayet başarılıydı. Çok yemek seçen insanlar değiliz ama buradaki yediğimiz hemen herşeyden keyif aldık diyebilirim. Özellikle Fried Rise ve Egg Noodle with Chicken çok iyiydi. Otelde Spa’yı da denedik. Fiyat-performans olarak olumlu düşünceler içerisinde ayrıldık. Renaissance’ı kesinlikle tavsiye ediyorum.

Otelin ve odamızın keyfini çıkarmamızın yanında elbette Phuket’te yapılabilecek birçok şey olduğunu biliyorduk. Regency’nin çalıştığı lokal acentanın (Phuket Gevalin Business and Travel Ltd. Tel: 076 281 558, E-mail: gevalin@phuketmail.com) temsilcisi (Mrs. Suwadee: +66 084 0532135) otele ilk girdiğimiz andan itibaren bizimle çok yakından ilgilendi ve faydalı tavsiyelerde bulundu. Babamın öğüdü tüm organizasyonlara otelden katılmamız şeklindeydi ama Suwadee konaklamamız süresince bizi gayet güvenilir bir şekilde yönlendirdi. Otelin de organizatörü olmasına rağmen ondan Suwadee’den aldığımız güveni alamadık ve kendisini iki hayır ile uğurladık.

Fantasea

Phuket’te otelden çıkıp yaptığımız ilk aktivite Fantasea’ya gidip Fantasy of a Kingdom şovunu izlemek oldu. Lobiden şovun servisi ile alındık, gösterinin yapılacağı Fantasea Cultural Theme Park’a bırakıldık ve şovun bitişiyle otelimize ulaştırıldık. Çok temiz iş çıkarttılar gerçekten. Bu kadarını beklemiyordum. Fantasea, Phuket’e tatile gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken Tayland kültürünü anlamanız için keyifli bir ortam. En az beş yüz koltuk kapasitesindeki bir salondaki dev sahnede akrobasi, dans, müzik, ses, ışık ve ateş efektleri, filler, kaplanlar, kalabalık bir oyuncu kadrosu ile mutlaka tatmanız gereken bir tecrübe Fantasy of a Kingdom… Gösteri öncesi Cultural Park’taki alışveriş merkezlerinde dolaşabilir, hediyeliklere bakabilir, beyaz kaplanları yakından görebilir, devasa açık büfe The Golden Kinnaree Buffet Restaurant’ta karnınızı doyurabilir ve yüzünüzde bir gülümseme ile otelinize geri dönebilirsiniz.

Grand Buffet

Ertesi gün bir önceki gece Fantasea’den çıkışımız sonrası 12’de odamıza ulaşabilmiş olmamıza rağmen 6.30’da kalktık. Hızlıca hazırlanıp açık büfe kahvatımızı ettik ve o günkü aktivitemiz olan Maya – Phi Phi – Bamboo ve Khai adalarına sürat motoru ile gitmek üzere lobiye geçtik. Bizi sürat motorlarının demirlediği marinaya götürecek servis aracına atladık ve yaklaşık kırk beş dakikalık bir yolculuk sonrası limana vardık. Suwadee’nin tavsiyesi ile Tropical Andaman Marina firmasını (Tel: +66 076239023 E-mail: tropicalandaman@gmail.com) tercih ettik. Adalar ziyaretini planlarken dikkat etmeniz gereken konu olumlu geri dönüşler almış bir firmayı tercih etmeniz. Mürettebat olsun, sizi getirip götürecek teknenin/motorun türü olsun, kaza sigortası olsun, sunulan hizmet olsun bir tam gününüzü vereceğiniz bir heyecanda sizi memnun etmeli. Toplamda on iki kişilik grubumuza yola çıkmadan önce güvenlik ile ilgili briefing verildi. Profesyonel bir görüntü çizen esprili ekibe içimiz serüvenimiz başlamadan ısındı. Motordaki yerlerimizi aldık ve yolculuğumuz başladı.

Phi Phi Island

Tayland’ın adaları birer cennet. Phuket’e gelip bu adaları görmeden, denize girmeden, şnorkel ile dalmadan gitmeyin. Biz de yüzdük, daldık, yürüdük, güneşlendik, dolaştık, Phi Phi adasında bir mola verip, müslüman mahallesinde açık büfe öğlen yemeğimizi yedik, hediyelikler aldık, Monkey Beach’te maymunlara muz verdik ve bu dolu dolu geçen günü tamamlayıp yorgun ve mutlu bir şekilde odamıza döndük.

Phi Phi Island

Önceki günkü yolculuk ve güneşin de etkisiyle yorgunluk baş gösterdi. Biz de ertesi günü otelde geçirip biraz dinlenmeye karar verdik. Havuzun, denizin ve odamızın keyfini çıkarttık ve enerjimizi tekrar depoladık. Phuket’teki son tam günümüzde de Suwadee’den bize bir araç ayarlamasını rica ettik ve görmek istediğimiz diğer yerleri toplu olarak gezdirmesini istedik. Sırasıyla, Tiger Kingdom’a gidip kaplanları sevdik ve onlarla fotoğraf çektirdik, fil üstünde seyahat ettik, Phuket’in en büyük tapınağını ziyaret ettik, Big Buddha heykeline çıktık, Phuket Town şehrinde yürüyüş yaptık, bol bol fotoğraf çektik ve akşam 6 gibi odamıza geri döndük.

#bigcatsofphuket #phuket #tigerkingdom

A photo posted by @gurlo on

Big Buddha

Phuket gittikçe parlayan ve tercih edilen bir sehayat noktası artık. Yalnız, Phuket’e gitmeden önce bilmeniz gereken bazı şeyler var. Şöyle sıralayabilirim:

Tayland mutfağına alışık değilseniz otelin dışındayken yiyeceğiniz herşey değişik gelecektir. Biz Tayland mutfağını Doha’da Noodle House’a gittiğimizde severek yiyoruz. Phuket Town’dayken ne yiyeceğimize karar veremedik ve sonunda pes edip KFC’ye gittik. Coleslaw salata yerine ton balıklı salata verdiler mesela. Ne alakaysa artık. Ben de Zinger sandviçi yedim ve teşekkür ettim.
Phuket Türkiye’deki tam gelişmemiş sahil kasabaları gibi. Döküntü yerler çok. Eğer on numara beş yıldız, tertemiz sokaklar, dükkanlar, evler bekliyorsanız beklentinizi düşürmenizi öneriyorum. Phuket sokakları eski ve döküntü bir görüntüye sahip. Ben sevdim, o ayrı.
Tayland’da trafik tersten akıyor. Motorsiklet kiralayanlar olsa da ben ulaşım için firmaların servislerinin ve taksilerin gayet başarılı olduğunu düşünüyorum. Otelden alıp otele bırakıyorlar. İsterseniz bekliyorlar falan. Dert yok tasa yok.
Phuket halkı güler yüzlü, ağır kanlı ve saygılı. Hal ve hareketleri bizim gibi günlük işlerini bile kaotik bir şekilde koştura koştura yapan insanlar için aşırı ağır gelebilir. Sakin kalmaya ve anlayış göstermeye çalışın.

Filimiz Dumbo ile tanışın.
Filimiz Dumbo ile tanışın.

Phuket’teki ve Renaissance’taki tatilimizden güzel anılarla ayrılırken Bangkok’ta bizi neyin beklediğini merak ediyorduk. Phuket – Bangkok iç hat uçuşumuz için Phuket havalimanına gelişimiz, check-in işlemleri ve yolculuk rahat ve sorunsuzdu. Artık Bangkok’un otantik havasını solumaya hazırdık.

Bangkok maceramızı bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz. Esenlikler efendim.

3 YORUMLAR

Bir Cevap Yazın