Birikmiş o kadar çok inceleme yazım var ki, hangi birine öncelik versem de düşüncelerimi sizinle paylaşsam karar vermekte zorlanıyorum. Okuduğum, oynadığım, izlediğim eserlere ait düşüncelerimi paylaşmak üzere aldığım notların üzerlerini tozlar kapladı. Çok uzun zamandır paylaşılmayı bekliyorlar anlayacağınız.
O yazılmayı bekleyenler listesinin içerisindeki şaheserlerden birisi de Killzone serisinden tanıdığımız Guerrilla Games‘in açık dünya aksiyon rol yapma oyunu Horizon Zero Dawn.
Oynarken her saniyesinden büyük keyif aldığım bir oyun olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum Horizon Zero Dawn’dan bahsetmeye. Oyunun ilk saatlerinde çok defa bocalasam da, hikayesinin arkasındaki giz perdesini yavaş yavaş açmaya başlayınca ve sempatik karakterimiz Aloy seviye atlayıp, gelişmiş silahlara ulaştıkça ben de oyuna iyice ısındım. Horizon Zero Dawn pek çok açıdan yılın en iyi oyunlarından birisi olarak değerlendirilebilir. Şimdi detaylar…
Muhteşem kurgu
Bana kalırsa Horizon Zero Dawn’ın en vurucu noktası hikayesi ve onun işlenişi. En ince ayrıntısına kadar detaylandırılmış bir gelecek kurgusunda olduğunuzu gerçekten hissediyorsunuz. Özetlemeye çalışayım:
Post post apokaliptik olarak adlandırılabilecek bir dönemdeyiz. İnsanlık, nedenini oyunda ilerledikçe yavaş yavaş öğreneceğimiz sebeplerle binlerce yıl geriye gitmiş ve kabile yaşamına geri dönmüş. Doğal hayatta hayvanlar olduğu kadar hayvan benzeri robotlar da var. Bu robotlar size karşı düşmanca davranışlar içerisinde olabiliyorlar. O yüzden insanlar onların yanında sessiz ve dikkatli hareket ediyorlar. Zaten oyunun ana mekaniklerinden birisi de uzun çalılara saklanmak ve robotları bu şekilde alt etmek üzerine kurulu.
Oyunda bizim canlandırdığımız karakterimizin ismi Aloy. Şirin mi şirin genç bir kız. Geçmişine dair gerçekleri araştırmaya çalışırken kendini tavşan deliğinin içinde buluveriyor.
Horizon Zero Dawn’ın hikayesi öyle güzel işlenmiş ki, her adımda size yeni bir bilgi sunuluyor. Siz de bu bilginin ışığında bir sonraki bilgi kırıntısını elde etmek için yol alıyorsunuz. Bu durum olan biten hakkında ne kadar az şey bildiğinizi fark etmenizi sağlıyor. Yani, büyük resmi bir türlü göremiyorsunuz. Dünyayı bu hale getiren nedir? Bu robotlar da neyin nesi? İnsanlık neden kabilelere bölünmüş durumda? Tüm teknolojik gelişmeler nereye gitti? Oyunu oynarken kafanızda buna benzer sorulara cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz. Oyundan aldığınız hazzı iyice arttıran hoş bir sunuş yakalamış Guerrilla Games.
Hikâye hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum ama gerçekten etkilendiğimi ve beni içine çektiğini anlatabilmişimdir diye düşünüyorum.
Oyun mekanikleri hakkında konuşalım mı?
Son zamanlarda piyasaya çıkan açık dünya rol yapma oyunlarının hemen hepsinde karşımıza çıkan oyun mekanikleri Horizon Zero Dawn’da da atlanmamış. Aloy elindeki mızrağı, oku, sapanı ve diğer silahlarını kullanarak düşmanlarını isterseniz yakın dövüş ile isterseniz de uzaktan indirebiliyor. Bunun seçimi, içinde olduğu duruma göre oyuncunun tercihine bırakılmış. Yeri geliyor yakından saldırmak daha kesin bir çözüm sunuyor, yeri geliyor yakınlaşmanın kesin ölüm anlamına geldiği çatışmaların içinde buluyorsunuz kendinizi. Uzun çalıların içine saklanıp düşmanı kendinize doğru çekecek eylemlerde bulunmak ve sessiz ölümler gerçekleştirmekten kendinizi alamayacağınızı fark ediyorsunuz. Bir diğer sıkça başvuracağınız teknik de oyunda “Override” olarak adlandırılan düşmanı kendi safınıza çekip truva atı olarak düşmanların arasına yollamak. Robotların birbirini yemesini izlemek büyük keyif gerçekten.
Bu mekaniklerin üzerine rol yapma oyunu özelliklerinin de eklenmesi ile Horizon Zero Dawn’ın oynanabilirlik deneyiminin yarattığı çeşitlilik beni tatmin etti. Benim birincil saldırı seçimlerim genellikle ok kullanmak ya da çalılara çektiğim düşmanları sessizce ortadan kaldırmak oldu. Siz başka yöntemler seçebilirsiniz. Dediğim gibi, oyun ilerledikçe ve seviye atladıkça karakterinize ekleyebileceğiniz yeni yeteneklerle birlikte daha farklı yöntemler kullanabilir, silahlarınıza eklemeler yaparak farklı darbe yetenekleri elde edebilirsiniz. Horizon Zero Dawn’ın oyun mekanikleri ve çeşitliliği anlamında gayet doyurucu olduğu konusunda hemfikir olmuşuzdur diye umuyorum.
Rol yapma öğeleri açısından tatmin edici olsa da, oyunu eleştiren bazı oyuncuların daha fazla çeşitlilik beklediklerini ve bulamamaktan dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Ben buna takılmadım açıkçası.
Grafikler ve animasyonlar
Birkaç ufak tefek sinir bozucu bug dışında oyunun grafikleri de, animasyonları da mükemmel. Çevre etkileşimi de başarılı. Sık sık oyuna ara verip etrafın güzelliğine kaptırıveriyorsunuz kendinizi. Gündüz/gece dönüşümü, hava şartlarının değişkenliği gibi ince detaylar da atlanmamış ve oynanışa renk katmış.
Oyunun uzunluğu da gayet tatmin edici
Fark ettiğiniz gibi öve öve gidiyoruz oyunu. Valla durum böyle. Ben abartmıyorum. Ortada çok keyifli bir oyun var. Zaten sayısız ödülü de cebe indirmiş durumda.
Oldukça uzun bir oyun Horizon Zero Dawn. Çok rahat 50-60 saat gömebilirsiniz oyuna. Ana görevi takip etmek zaten büyük zevk. Bir de kabileleri tanımanızı sağlayan yan görevler var ki onlar bambaşka bir eğlence. Farklılıklar ve benzerlikler güzel yansıtılmış. Harita geneline yayılmış tekrar görevleri de ana görevden biraz ayrılmak istediğinizde hemen yanı başınızda bitiyorlar. Yine de yan görev çeşitliliği sanki biraz daha arttırılabilirmiş. Bunun eksikliğini hissetmedim değil.
Çok detaylı bir gelecek kurgusu üzerine nefis işlenmiş bir oyun Horizon Zero Dawn. Paranızın da zamanınızın da (O da çok değerli) hakkını veriyor. Birkaç sinir bozucu bug (duvarın içerisinde takılmak, ışınlanmak, önündeki nesneyi alamamak), sıkıntılı envanter arayüzü ve kendini tekrar eden, ilgi çekici olmayan yan görevleri haricinde başından kalkamayacağınız bir macera oyunu ile karşı karşıyayız dostlar. Hazır ek paketi de çıkmışken indirimde ya da uygun fiyata bir yerde görürseniz kaçırmayın ve alın. Tabi unutmadan eklemek lazım, Horizon Zero Dawn bir Playstation 4 Exclusive oyunu. Ne XBox ne de PC sahipleri bu sanat eserini oynama fırsatına sahip olabilecekler. Sony yine turnayı gözünden vurmuş ve başarılı bir exclusive oyun ile farkını göstermiş. Oynayın, oynayanı izleyin, pişman olmayacaksınız.
Ufuk’un Notu: 9/10