Okja çok gürültü koparttı. Belki o gürültü sizin evin oralara gelmemiş olabilir ama filmin ilk gösteriminin gerçekleştiği 2017 Cannes Film Festivali‘nde, film başlaması ve filmin yapımcısı Netflix‘in logosunun görünmesi ile birlikte film seyirciler tarafından yuhalandı.
Yani olacak şey değil gerçekten. 2017 yılında, Cannes Film Festivali’nde, bir gösterim sırasında sırf filmi Netflix finanse etti diye salonda yuhalama sesleri yükseldi. Ben izlemediğim bir filmi yerden yere vursam, çevremdeki herkes bana güler ama koca adamlar bunu tüm dünyanın gözü önünde yapmakta bir sıkıntı görmediler. Recep İvedik cesareti oralara kadar çıkmış demek ki. Bu kadar mı değişime kapalısınız? Filmi bir izleyip öyle yuhalasaydın bari?
Cannes Film Festivali’nin bu yılki jürisinde yer alan Will Smith ve İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, Netflix’in yönetmenlere ve yazarlara sağladığı imkanları anlatıp ortamı sakinleştirmeye çalışsa da olan olmuştu bir kere.
Peki neden yuhalandı Okja? Kötü film olduğu için mi? Elbette hayır. Yapımcısı Netflix’in aldığı karar doğrultusunda sinema salonlarında gösterime girmeyeceği ve sadece Netflix üzerinden yayımlanacağı için. Yani filmi izlemek isteyenler Netflix’e üye olmak ve Netflix servisini kullanmak zorunda. (Bana hiç “Bu işin korsan yolları var” falan demeyin, fena bozuşuruz.) Sinema dünyası Netflix’in büyümesiyle birlikte değişim geçiriyor ve Okja bu değişime karşı gösterilen direncin yüzeye çıktığı ilk yapımlardan birisi oldu.
Netflix ve Okja Birlikteliği
Piyasa değeri 8 milyar doları aşmış (rakamla 8,000,000,000 USD), 100 milyon kullanıcı sayısına doğru ilerleyen bir dev haline geldi Netflix. Kendi prodüksiyonu olan dizilerin dışında, filmleri ile de dikkat çekmeye başladı. Örnek vermek gerekirse, Netflix sermayeli filmlerden birisi olan Spectral hakkındaki görüşlerimi sizinle paylaşmıştım.
Yalnız, eğri oturup doğru konuşalım, hiç bir Netflix filmi Okja gibi Cannes Film Festivali’nde gösterilecek kadar değerli yapımlar olmadı. Netflix, Okja’dan elde edeceği gelirden memnun kalır ve bu tarz üst seviye filmlere yatırım yapmaya devam ederse, sinema izleyicisinin film izleme tercihlerinin de değişim göstereceğini öngörebiliriz.
Okja’nın Künyesi
Okja, Güney Koreli ünlü yönetmen Bong Joon-ho‘nun (The Host, Snowpiercer) hem yazıp hem de yönettiği, yakın geleceğe farklı bir pencereden bakan bir kurgu. Genetiği değiştirilmiş gıdanın (GDO) ileride gelebileceği noktayı eleştirel bir biçimde anlatan bir macera-drama filmi.
Güney Koreli oyuncu kadrosuna (Ahn Seo-hyun başroldeki saf, sevimli ve sempatik Mija karakterini canlandırmış) Bong Joon-ho’nun çalışmayı sevdiği Tilda Swinton, Little Miss Sunshine‘daki konuşmamaya yeminli abi karakterinden tanıdığımız Paul Dano, çok absürt bir karakter ile filmde kendine yer bulmuş Jake Gyllenhaal gibi Hollywood’un tandık yüzleri katılmış.
İzleyiciyinin Filmde Hissedecekleri
Okja kolay hazmadilebilir bir yapım değil. Filmi izlerken vicdan azabı çekebilirsiniz, hazırlıklı olun. Bong Joon-ho elini korkak alıştırmamış ve vermek istediği mesajı bizi rahatsız edecek sahneler ile göstermekten çekinmemiş. Hatta verdiği röportajlarda filmin bu sert duruşunu bilinçli tercih ettiğini belirtmekte hiç bir sakınca görmüyor.
Genetiği değiştirilmiş bir domuzun küçük bir kız çocuğu ile kurduğu bağın nerelere varabileceğini ve kapitalizmin gidebileceği noktaları eleştirel bir gözlükle incelemiş Bong Joon-ho. Tekrar etmekte fayda görüyorum, Okja herkese uygun bir film değil. 50 milyon dolarlık (Orta ölçekli bir bütçe olarak tanımlanabilir.) bütçesini büyütmemek lazım ama Okja burun kıvırıp yaftalayabileceğimiz bir televizyon filmi kesinlikle değil. Karşımızda, o seviyenin bir hayli üstünde bir yönetmenlik, görsel sanat yönetimi, kurgu, montaj ve oyuncu kadrosu var. Filmi izlerken paranın boşa harcanmadığını rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.
Bir Kez Daha Netflix’in Etkilerine Dönelim
Bu noktada parantez açıp Netflix’in “Cannes’ta gösterilebilecek filmler çekme adımı”nın geleceğe dönük yapımları nasıl etkileyeceğini tekrar değerlendirelim.
Netflix daha fazla filme ve diziye yatırım yaptıkça sinema sektörünün nereye doğru evrileceğini hayal edebiliyor musunuz? Bizden aylık aidatı gibi bir para alarak hayatına devam eden bir servisin bugün geldiği nokta akıl alır gibi değil gerçekten. Bu vizyonun devamında, büyük yapımları sadece Netflix üzerinden izleme şansına sahip olacağımız bir döneme doğru gittiğimizi düşününce, sinema salonlarının devrinin kapanacağını iddia etmek pekala mümkün.
Okja Konusunu Artık Kapatalım
Okja, insanların hayatın bir gerçeği olduğunu bildiği halde, bahsetmekten hoşlanmadıkları bir konuya korkusuzca değinerek duyularımızı harekete geçirmeye çalışıyor. Bunu subliminal mesaj ile gizli gizli yapmaktansa yüzümüze tokat gibi çarpmayı seçiyor. İyi bir prodüksiyon oluşu bizim etkilenme miktarımızı arttırıyor.
Sevimli domuzcuk Okja’nın varlığıyla yer yer güldürüp, yer yer hüzünlendirdiği, yer yer de heyecan yaşattığı film, iyi bir seyirlik olduğu kadar, verdiği mesaj ve sinema endüstrisinin geleceği konusunda fikir üretmemize vesile olması açısından da önemli bir film. Yer yer yaşattığı tempo kayıpları, karakter motivasyonlarının zayıflığı, karakterlerin aşırı “karakter” durmaları, bazı sırıtan basitlikteki sahneleri ve başarısız müzik seçimleri filmin zayıf bulduğum yönleri.
Ufuk’un Notu: 7.5/10