2016 yılı için elimizde kalan son yıllık izni Kurban Bayramı dönemine denk getirmemizin mantıklı bir gerekçesi vardı. Bayramın son günü hayırlı bir işin ucundan tutacağımız (nikah şahitliği) için İstanbul’da olmamız gerekiyordu. Bu durum, düğünün hemen ertesi Doha’ya dönmeyip uzun zamandır gitmek istediğimiz ama bugüne kadar fırsatımızın olmadığı ülkelere yıllık iznimizden en az şekilde kullanarak kaçma şansı yaratıyordu. Bayram öncesi ve bayramın ilk üç günü boyunca aile ziyaretlerini tamamlayıp, akabinde Fenerbahçe Ordu Evi’nde harika bir düğüne katılıp hemen ardından ver elini dört gece Paris, üç gece Amsterdam şeklinde toplamda iki hafta süren güzel bir tatil yaptık. Okumakta olduğunuz bu yazı, seyahat boyunca yaşadıklarımızı anlatacağım yazı dizisinin ilk bölümüdür. Paris ve Amsterdam tatili öncesi yaşadıklarımız ile başlayacağım ve aklımdan geçenleri yazıya döke döke ilerleyeceğim. Haydi bakalım, yelkenler fora!
Tatil Öncesi Planlamaları
Filmi başa sarmak ve Paris ve Amsterdam seçimlerimizi nasıl yaptığımızı anlatarak başlamak istiyorum. Paris zaten uzun zamandır görmek istediğimiz bir şehirdi. İstanbul’dan kolayca geçebileceğimizi biliyorduk. İlk planımız yedi gece Paris’te kalmak ve fularımız boynumuzda tam bir Parisli edasıyla Paris sokaklarını doya doya gezmekti. Daha sonra düşüncemiz değişmeye başladı. Hazır oralara kadar gitmişken Paris’te geçireceğimiz süreyi biraz kısaltıp, bir ülke daha görelim dedik. Aklımıza ilk gelen Hollanda’nın başkenti Amsterdam oldu. Paris’ten Amsterdam’a hızlı tren ile gitme fikri çok çekici geldi. Sonuç olarak ortaya toplamda iki haftamızı alacak şöyle bir destinasyon haritası çıktı:
- Doha-İstanbul
- İstanbul-Paris
- Paris-Amsterdam
- Amsterdam-Doha
Türkiye’de geçirdiğimiz zaman ile kafanızı fazla doldurmak istemiyorum. Onları öğrenmek için bu yazıyı okuyan olacağını da sanmıyorum. O yüzden bu kısmı hızla ileri sarıyorum; İstanbul-Tekirdağ-Bandırma-Bursa-İstanbul. Küçükleri yanaklarından, büyükleri ellerinden öptük. Yıldıray ve Şilan’a mutluluklar diledik. Harika bir düğündü. Selçuk ve Ceren bizi affetsin onların düğününe düğünlerin çakışmasından (aynı gün aynı saat!) dolayı katılamadık. Onlara da bu vesileyle bir kez daha bir ömür boyu mutluklar diliyoruz.
Lafı daha fazla uzatmadan ilgi çekici kısmı anlatmaya başlıyorum ve Paris ile Amsterdam’a gidecek sayın yolcularımıza seyahat için gerekecekleri sıralıyorum. Kalem kağıtlar hazır mı?
- Fırından yeni çıkmış bir adet çok girişli Schengen vizesi. (Detayları aşağıda anlatacağım ama şöyle bir durum tespiti yapmadan geçemeyeceğim: Vizeyi Katar’da, Fransa üzerinden bir (1) iş gününde aldık. Yazıyla bir, rakamla 1.)
- Kulak memesi kıvamında uçak ve tren biletleri (Uçuşlar için Qatar Airways ve Turkish Airlines, Hızlı Tren için Thalys kullandık)
- Bir tatlı kaşığı otel rezervasyonları (Hem Paris hem de Amsterdam’daki Otellerimizi Booking.com üzerinden ayarladık.)
- Göz kararı orta boy bir bavul
- Her türlü belgenin çıktı alınmış kopyaları
Her Türk Vatandaşının Kabusu: Schengen Vizesi
Schengen Vizesi için başvuruyu ve tüm işlemleri Capago Qatar üzerinden yaptık. Fransa Büyükelçiliği ile hiç bir görüşmemiz olmadı. Capago Qatar profesyonel bir aracı kuruluş. İnternet siteleri üzerinden bir kaç gün sonrası için randevu aldık ve yine sayfalarında belirtilen gerekli belgeleri bu tarihe kadar toparladık. Öyle mantık dışı bir belge talebinde bulunmadılar. Uçak bileti rezervasyonlarını Phuket–Bangkok–Hong Kong seyahatinde kullandığımız Regency Travel üzerinden yaptırdık. Otel rezervasyonu olarak da booking.com çıktılarını götürdük. Randevu günü gittik yarım saatte belgeleri teslim ettik ve biraz acelemiz olduğunu belirtip pasaportlarımızı en kısa sürede geri getirmelerini rica ettik. Capago Qatar’daki görevli, vizenin çıkmasının 3-4 gün iş günü sürebileceğini söyledi. Buna rağmen hiç beklemediğimiz birşey oldu ve pasaportları teslim ettiğimizin ertesi günü pasaportlarımızın hazır olduğunu belirten bir eposta aldım. Ben dedim kesin reject ettiler. Bir günde başka ne olacaktı? Koşa koşa gittik aldık. Bir de ne görelim? Vizeler çıkmıştı! Seyahat için en önemli belge artık avucumuzun içindeydi. Güç bizdeydi artık.
Vizenin çıkışı sonrası hem otel hem de ulaşım planlarını kesip olarak netleştirip, seyahat gününü beklemeye başladık.
Burada yazıya bir mola versek iyi olacak sanırım. Paris seyahatini anlatarak bu yazıya devam etmeyi planlamıştım ama giriş bölümü tahmin ettiğimden uzun oldu. En doğrusu bu yazıyı burada noktalayıp, Paris’te yaşadıklarımızı anlatmaya yeni bir yazıda başlamam olacak.
Bu vesileyle, Paris seyahatimizi anlatacağım bir diğer yazıda, Düşlerden Gerçeğe’de, tekrar görüşmek üzere…
[…] gezdiklerimizi ve gördüklerimizi anlatmadan önce seyahate nasıl başladığımızı buradan, tatilimizin ilk ayağı olan Paris’te yaşadıklarımızı da şuradan […]