Jason Bourne ile ilgili düşüncelerimi aktarmadan önce size bir bilgi vermek istiyorum. Duyunca “bugüne kadar bunu nasıl fark edememişim?” diyeceksiniz.
Sinema ve televizyon dünyasında kült olmuş en ünlü üç ajan karakterin hepsinin isim ve soyadlarının kısaltması JB’dir. Kim mi bu ajanlar? İşte o ünlü ajanlar! (Hep böyle merak uyandırıcı başlıklar atmak istemişimdir)
James Bond
Jack Bauer
Jason Bourne
Bir de Justin Bieber var ama onun konumuzla ilgisi yok. Şakası bile kötü zaten.
Jason Bourne ve Bir Ajanın Bitmeyen Çilesi
2001 yılında hayata veda eden polisiye yazarı Robert Ludlum‘un kült The Bourne Trilogy eserinden uyarlanan ilk üç film The Bourne Identity, The Bourne Supremacy ve The Bourne Ultimatum sonrası beyaz perdedeki yolculuğuna The Bourne Legacy ile devam eden Jason Bourne, bu sefer kendi adını taşıyan film ile bizi Bourne evrenine bir kez daha davet ediyor.
Jason Bourne, beyni yıkanan ajanımızın geçmişin karanlık dehlizlerindeki arayışına yeni bir boyut katmaya çalışırken eski filmlerde görmeye alıştığımız yüksek tempo, adrenalin dolu kovalamaca sahneleri, hareketli yakın dövüş sekansları ve CIA içerisindeki kirli entrikaları bir kez daha beyaz perdeye taşıyor. Jason Bourne, günümüz sinema seyircisinin aradığı bir çok şeyi içinde barındırırken, sinemanın en temel gereksinimlerini ise basit geçmeyi tercih etmiş. Örnek vermek gerekirse karakterlerin motivasyonu seyirciye iyi verilememiş. “Tüm bu olaylar neden oluyor şimdi?” sorusu hep havada kalıyor. Bu durum daha önceki Bourne filmlerinde başarılı kurgu ile aşılırken, Jason Bourne kurgusal ve hikayesel sıkıntılar barındırdığı bu noktada sınıfta kalıyor.
Yönetmen Paul Greengrass, yine kendi yönetmiş olduğu The Bourne Supremacy ve The Bourne Ultimatum’da başarılı bulduğum sekansların birebir benzerleri ile heyecanı yüksek bir film ortaya çıkarmaya çalışmış. Bir noktaya kadar da fena bir performans göstermemiş. Herşeye rağmen, Jason Bourne sizi koltuğunuza yapıştıracak bir hikayeye ve kurguya sahip olmadığı için seleflerinden daha başarılı bir film olmayı başaramamış. Bu durum bana Yüzüklerin Efendisi sonrası Hobbit’in hikaye darlığından kaynaklı yaşanılan sıkıntıları çağrıştırdı.
Matt Damon (haliyle), Tommy Lee Jones, Alicia Vikander, Vincent Cassel, Julia Stiles gibi iyi bir oyuncu kadrosuyla sinema salonlarına teşrif eden Jason Bourne, keyifli bir öğleden sonra geçirip haftanın stresini aksiyon dolu bir macera filmi ile atmak isteyenlerin beğeneceği bir film. Bundan biraz daha fazlasını arayanlar için ise alternatif seçeneklere bakmaktan bir zarar gelmez.
Ufuk’un Notu: 6.5/10