Oyun oynarken beğenip beğenmediğinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz bilmiyorum ama Uncharted 4 ölçeğiniz ne olursa olsun kusursuz bulacağınız bir oyun deneyimi vadediyor.
Aradığınız güzel grafikler mi? Playstation 4’te bu güzellikte grafikler, bu özende çevre tasarımları, bu akıcılıkta animasyonlar, bu detayda karakterler daha önce yaratılmadı.
Sürükleyici bir hikaye mi istiyorsunuz? Yaklaşık on beş saatlik bir oyun deneyimi ile Nathan Drake’in geçmişine ve geleceğine, tropik adalardan, kalabalık pazarlara, İskoçya dağlıklarından, Panama’lara uzanan bir kovalamaca ve destansı bir hazine avı yeterli olur mu?
Kaymak gibi akan bir oynanabilirlik mi aradığınız? Müthiş karakter animasyonları, doğal çevre etkileşimleri, akıcı kontrol mekanikleri, basit ama asla sıradan olmayan diyaloglar…
Sizi içine çeken bir kurgu ve sinematografi mi beklediğiniz? Last of Us ile edinilen tecrübelerin yağmur olup yağdığı karakter etkileşimleri, duygusal diyaloglar, nefis espriler, yerinde ses ve müzik kullanımı ve müthiş bir sinematografik özen.
İşte sizi Uncharted 4: A Thief’s End’de bekleyenler bunlar… Tek kelime ile mükemmel bir oyun deneyimi…
Uncharted Serisinin Geçmişi ve Uncharted 4’ün Hikayesi
Uncharted 4: A Thief’s End, Naughty Dog’un destansı Uncharted serisinin son halkası ve serinin kapanış oyunu. Naughty Dog bundan böyle Uncharted serisine yeni oyun yapmayacağını belirtti. Firmaların bu tarz açıklamalarından sonra geri adım attıklarını gördük, duyduk. Söz konusu firma Naughty Dog olunca durum biraz değişebiliyor. Serinin ilk oyunu olan Uncharted: Drake’s Fortune 2007 yılında Naughty Dog tarafından piyasaya sürülmeden önce “yeni bir Tomb Raider kopyası mı?” diye maftalanmıştı. Durumun bundan çok farklı olduğu, hazine avcısı Nathan Drake’in maceralarının çok başarılı bir oyun olduğu kısa sürede anlaşılmıştı. Daha sonrasında piyasaya çıkan 2009 yapımı Uncharted 2: Among Thieves, İstanbul sahneleri ile biz Türklerin gözünde apayrı bir yere sahip oldu. 2011 yapımı Uncharted 3: Drake’s Deception serinin bir oyundan çok daha fazlası olduğu ve bir interaktif film tadına büründüğü oyun olmuştu.
Uncharted 4, Drake’s Deception’ın üç sene sonrasından başlıyor. Artık emekli olup hazine avcılığını bir kenara bırakan ve evinin erkeği olan Nathan’ın düzeni, on beş yıl önce öldüğünü zanettiği ağabeyi Sam’in çıkagelmesi ile altüst olur. Sam’in peşinde mafya vardır. En kısa sürede abisini mafyanın elinden kurtarması gerekiyordur. Bu durum, onu içinden çıkılmaz bir duruma sokacaktır. Hikaye hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Açık konuşalım, muhteşem, inanılmaz bir senaryo ile karşı karşıya değiliz. Zaten Naughty Dog size bunun sözünü vermiyor. Uncharted 4’ün başarısı bu senaryoyu size nasıl servis ettiğinde yatıyor.
Uncharted 4: Bir Oyundan Daha Fazlası
Yazının başında alt alta sıraladığım gibi, Uncharted 4 bir çok açıdan mükemmel bir oyun deneyimi sunuyor. Atlıyoruz, zıplıyoruz, araç kullanıyoruz, çatışmalara giriyoruz, patlamalardan kaçıyoruz, çöken binalardan sağ kurtuluyoruz, devrilen ağaçlar arasında ilerleyip, serinin alamet-i fahrikası olan kayıp şehirler içerisinde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.
Oyunun içinde bulunduğu evren o kadar özenle yaratılmış ki, çoğu an kartpostallık fotoğraflara gebe olmuş. Bir çok noktada kendinizi karşınızdaki manzaranın fotoğrafını çekerken bulacaksınız.
Bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde fazla uzun tutmamayı tembihlemiştim kendime. O sözümde durmaya çalışacağım. Naughty Dog, Uncharted 4: A Thief’s End ile seriye enfes bir kapanış yaparken, hem önceki tüm Uncharted oyunlarına hem de stüdyonun geçmiş oyunlarına harika göndermeler yapmayı ihmal etmemiş. Oyun bu açıdan da son derece özgün ve duygusal bir deneyim sunuyor. Bununla birlikte gayet başarılı Türkçe seslendirmeler ve altyazılar oyundan aldığınız keyfi arttıracaktır.
Ben büyük keyif alarak bir interaktif film izler gibi oyunu oynadım. Eve ziyarete gelen arkadaşlara da bir anlamda test amaçlı oyundan sahneler gösterdim. Hepsi grafiklere ve çatışma anlarına bayıldı. Uncharted 4, bizlerin bir oyundan beklediği herşeyi çok doğru formüllerle sunmayı başarıyor. Oyunda çok fazla atlama zıplama olması, bizim yanımızdaki arkadaşlarımızın çatışmalarda zarar görmemesi, oyun deneyiminin sık sık ara videolarla kesilmesi gibi bazılarını rahatsız edebilecek bir kaç noktayı da belirtmem gerekiyor.
Eğer Playstation 4 bir oyun konsoluysa ve vadettiği şey bize eğlenceli ve keyifli vakit geçirtmekse, Uncharted 4: A Thief’s End bu konuda üzerine düşeni hakkıyla yerine getiriyor ve Playstation aldıran oyun olmayı başarıyor. Bir oyunun, sanat eseri olarak kategorilendirilmesi gerekebileceği gerçeğini yüzümüze vuruyor.
Ufuk’un Notu: 9.5/10
[…] Laika benim komisyonu yatırmıştır, övmeyi kesebilirim artık. Şaka bir yana son dönemde bir Uncharted 4‘ü bu kadar övmüşümdür sanırım. O da bilgisayar oyunu zaten. Film olarak bu sene […]