Doha’da bir numaralı yerel haber kaynağım olan Doha News’ta IHOP’un yani uzun adıyla International House of Pancakes’in Katar’daki ilk şubesinin Gulf Mall’da açılışını yaptığını öğrendiğimin üzerinden bir hafta geçti. Haberi okuduğum günden beri gözümün önünden gitmeyen, “gel bana gel” diye cilveli cilveli dans eden pancake’leri görmekten uykusuz geceler geçirdim. Bugün de daha fazla dayanamadım ve sabah saat 10 civarı kendimi Gulf Mall’a bıraktım.

Her ne kadar planım tıkır tıkır işlemiş olsa da IHOP’un Gulf Mall içinde Lulu tarafına yakın köşesinde yer alan Al Meera’nın hemen arkasındaki küçük lokantasına doğru ilerledikçe içimi bir sıkıntı kapladı (Amma uzun karmaşık bir cümle oldu bu ya). Anlam veremediğim bir kalabalık vardı alışveriş merkezinin o taraflarında, bu iyiye işaret olamazdı. Olayı anlamam uzun sürmedi elbette. Meğer benim gibi gözünü pancake bürümüş yüzlerce insan sabahın ilk ışıklarını beklemeden alışveriş merkezinin kapısının önünde çadır kurup sıraya girmiş. Çünkü o kuyruğa başka bir açıklama bulamıyorum:

Fotoğraf çok açık. IHOP, Katar’ın arayıp da bulamadığı o muhteşem lokantaymış da haberimiz yokmuş. Mall of Qatar’da Cheesecake Factory açılınca ne olacak bu şehirde hiç bilmiyorum. Sanırım Civil Defence barikat falan kurar. IHOP’ta ne var böyle diyenler için, menü şurada. “Bu muymuş olay yani?” dediğinizi duyar gibiyim.

Fotoğrafta gördüğünüz kuyrukta 5 dakika bekledim. Sabrım o kadardı. Baktım en ufak bir ilerleme yok “yok artık” dedim ve kuyruktan çıktım. “Madem buraya kadar geldim eve dönmeyeyim, nerede kahvaltı edebilirim bir bakayım sağa sola” diye kendime kendime konuştum ve IHOP’u ararken gördüğüm Köşebaşı’na gitmeye karar verdim. IHOP’unun aksine Köşebaşı sahib olduğu aşağı yukarı 20 masanın 2-3 tanesi dolu bir şekilde beni karşıladı. Gözüme kestirdiğim bir yere oturdum. Bir menemen bir de kuşbaşılı pide istedim filipinli garsondan. IHOP’tan ağzım yandığı için bu sefer planım hem kahvaltıyı hem de öğlen yemeğini tek seferde atlatmaktı.

köşebaşı

Gelen menemeni görür görmez daha tadına bakmadan olmamış diye damgaladım. Kuru menemeni bana sevdirebilmeleri için menemenin bir şaheser olması lazımdı. Menemeni bir sanat olarak görüyorum, o kadar basit değil bu işler gençler. Köşebaşı’nda menemen tercihimde maalesef umduğumu bulamadım. Menemen biraz sulu olur, domatesi diri, biberi tamamen ölmemiş olur.

Menemen ile sınıfta kalan Köşebaşı, menemenin yanında Hash Brown ve turşu getirmişti. Kendi imaatları pofuduk güzel bir de ekmekleri vardı. Ekmeği görünce tereyağ istedim, filipinli garson ufak bir şokun ardından tereyağını almaya mutfağa gitti. Sanırım Köşebaşı’na fazla Türk gelmiyor. O pofuduk sıcak ekmeği 50 metreden gören her Türk’ün ilk isteyeceği şey tereyağıdır, nokta.

Kuşbaşılı pidenin fotoğrafını çekmedim. Beklediğimden küçük bir porsiyondu. Sanırım toplamda 2 dakika gibi bir süre içerisinde yedim, sildim süpürdüm. Pidenin de önerebileceğim bir albenisi yoktu ne yalan söyleyeyim. Sanırım Köşebaşı’na bir de ızgara ve döner lezzetleri için şans vereceğim. Pide ve kahvaltı ile şimdilik puanı kırık.

IHOP niyetiyle Köşebaşı’nı incelediğimiz bir yazımızın daha sonuna geldik. Esen kalın efendim.

Pancake’ler bir sakin durun be ya!

Bir Cevap Yazın