Dünden beri Irak-Şam İslam Devleti‘nin (IŞİD) Musul‘u abluka altına almasını anlamaya çalışıyorum. SUreiye’deki karışıklığı kullanıp, destekçi ve silah toplayan terör örgütleri bölgedeki dengesizlikten bu kadar güçlü çıkmamalıydı. Burada özeleştiriyi kendi kararlarımız için de yapmalıyız.
Evet, Suriye konusu halen çözülememiş bir konu. Uzun süredir bizim devletimizin de konuya karşı üç maymuna döndüğünü görüyoruz. İç savaşın başladığı dönemlerdeki sert ve tehditkar açıklamalar yerini hiç konuşmamaya bıraktı. Bunun altında IŞİD gibi terör örgütlerinin ne kadar güçlenmiş olduğunun görülmesi de mutlaka etkili olmuştur.
Musul gibi Misak-ı Milli sınırları içerisindeki bir petrol havzasının 3000 kişilik bir birlik tarafından ele geçirilip, havalimanı, polis merkezi, askeri tesisler gibi yerlerin bir gün içerisinde düşmesi bölgedeki yapay yönetim ve idarenin güçsüzlüğünü görmemizi sağladı.
Bundan sonra dikkat edilmesi gereken şey, Erbil, Kerkük ve Süleymaniye gibi Kürt yönetiminin egemen olduğu şehirlerdeki durum olacak. IŞİD bu şehirlere de girmeye çalışacak mı?
Bölgede ne kadar farklı ülkelerin, toplulukların, örgütlerin gözü var bunu görmemiz lazım. Bu coğrafyada ülkenin hem ekonomik hem de askeri olarak sürekli en üst düzeyde olması gerekiyor. Boşluğu gören pozisyon alıyor ve saldırıyor. Ortadoğu tam bir cadı kazanı. Ne kadar pislikleri gözümüzün önünden çekmek için halının altına süpürmeye çalışsak da, biz de Ortadoğu’nun bir parçasıyız ve sorunlar bitmiyor.
IŞİD ne kadar ilerler ben öngöremiyorum. Örgütün temellerinin neye dayandığı da çok muammalı. Benim için kısa vadede en önemli konu bölgede yaşayan Türkmenlerin durumu ve Kürt yönetimindeki şehirlere istilanın sıçrayıp sıçramayacağı. Çok sayıda müteahhidimiz bölgede çalışıyor. Bu müteahhitlerin çalışanlarının ve yatırımlarının güvenliği çok önemli. O yüzden Türkiye’nin bu konuda “bekle gör” politikası izlemesi düşünülemez. Tahliye uçakları hazır beklemeli, olası bir aksi durum için proaktif bir strateji ile ihtimaller masaya konulmalı.
Hem iç meselelerimiz hem de komşularımızdaki sıkıntılar bizi sürekli gergin tutuyor. Bayrak indirme krizi tam bir acizlik. Asla izin verilmemeliydi. Ülkeyi ve orduyu çok güçsüz gösterdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın pasiflikten dolayı bu kadar eleştirildiği bir dönem var mı ben bilmiyorum.
Başbakanı ve hükümeti de çok eleştiriyoruz. Büyük bölümünde haklıyız ama Türkiye’de kolay kolay yönetilebilecek bir ülke değil gerçekten. Başbakanın yerinde olmak istemezdim.
IŞİD’in ilerleyişini tekrar değerlendirebiliriz. Ortada bir kriz var, büyümeye devam etme ihtimali olan bir kriz.