Cover

Çizgi romanlara her zaman ilgim oldu ama bir çizgi roman kültürüne sahip olamadım. Üç beş çizgi romanım ya vardır ya yoktur. Onları da ne zaman, ne niyetle aldım hatırlamıyorum. Hep özendim bir kitaplığım çizgi romanlarla dolu olsun diye ama kısmet değilmiş. Kitaplığı çizgi romanlarla dolduramayınca hevesimi çizgi film, dizi ve filmlerden almaya başladım. Özellikle çizgi filmler küçüklüğümde çizgi roman hevesimi almam konusunda çok faydalı oldular. Örümcek adamı çok izlediğimi hatırlıyorum. Bugün bile tv’de görsem izlerim sanırım.

Observatory

Sinema filmlerinin gitgide yaygınlaşması konu arayan yapımcıları çizgi romanlara itti. Orada devasa bir senaryo hazinesi onları bekliyordu. Balıklama daldılar. Spider-Man, Iron Man, Avengers, Thor, Wolverine, X-Men, Batman, Superman vs. vs. filmlerinin ardı arkası kesilmiyor. Yeni yorumlar yeni yönetmenlerin elinden çıkarken, daha önce beyaz perdeye aktarılmamış yapımlar da seyirci ile buluşturuluyor.

Odin ve Thor

İlk Thor filmi 2011 yılında çekildi. 150.000.000$ bütçeli film 450.000.000$ hasılat elde edince filme seri halinde devam edileceği de kesinleşmiş oldu. Rakamlar büyük görünsün diye bol sıfırlı koydum. Bir film kolay çekilmiyor. Arkasında ne gibi finans kurumları, nasıl bir ekip çalışması var biraz anlamaya ve irdelemeye çalışalım. Hollywood dediğimiz yapı üç beş kişilik bir ofisin film senaryoları ve oyuncuları seçip fabrika gibi çalıştığı bir yer değil. Bankalar, reklam peşindeki büyük markalar, yatırımcılar, yapımcılar, politikacılar gibi çok farklı kişi, kurum ve kuruluşların etkisi altında kalan bir yapı. Bir daha film izlerken arkada dönen bu yapıyı da düşünerek izleyin. Çok farklı fikirlerin kafanızda uçmaya başlayacağını göreceksiniz.

Team

Thor The Dark World ile ilgili derinlere inmeden fantastik filmlerin insanlar için ne kadar ilgi çekici olduğu konusuna eğilmek istiyorum. Gündelik hayatımızda aslında karıncadan farklı değiliz. Sabah kalkıp duş alıyoruz kahvaltı ediyoruz ve okula ya da işe gitmek üzere evden ayrılıyoruz. Günümüzün en az on saatini ev ya da okulda geçirip tekrar eve dönüyoruz. Akşam yemeğini yedikten sonra kalan işleri toparlayıp bize kalan kuş kadar zamanda hobilerimize ve zevklerimize ayrılıyoruz. Arada sosyalleşmeler ve farklı aktiviteler dışında inanılmaz bir kısır döngü içindeyiz. Fantastik filmler bu döngüyü kırmamıza yarar sağlıyor. Mesela Thor. Elinde bumerang gibi çekiç ile dolaşan yakışıklı kaslı kuvvetli uçabilen bir yarı tanrı. Eh, insanın hayatında böyle bir karaktere bürünme ihtimali olmadığı için Thor’un hikayesini izlemek kendi hayatımızdan bir süreliğine kopmamızı ve Thor’un gerçeküstü hayatını yaşamaya başlamamızı sağlıyor. İşte bu nokta Thor’un ilk filminin 450.000.000$ hasılatı neden yaptığını anlamamızda bir başlangıç noktası olabilir.

Dark Elves

Yazımızın asıl konusu olan Thor: The Dark World 2013 yılında seyirciyle buluştu. Bütçesi 170.000.000$ olan film şu ana kadar dünya çapında (sıkı durun!) 638.000.000$ hasılat elde etmiş durumda. İnanılmaz rakamlar değil mi? Siz olsanız bu seri zarar edene kadar yeni yeni filmler çekmez misiniz?

Alan Taylor

Thor: The Dark World, binlerce yıl önce evrene hakim oma sevdalısı Dark Elves’lerin evreni tekrar ele geçirmeye çalışmasını, fantastik, bilim kurgu, komedi, aşk, dram, abi-kardeş sorunları, iyi-kötü gibi malzemeler kullanarak bize sunuyor. İlk filmden bildiğimiz oyuncu kadrosu bu filmde de korunmuş. Thor rolünde yine Chris Hemsworth yer almış. Herkesin sevgilisi anti-kahraman kötü kardeş Loki yine Tom Hiddleston tarafından canlandırılmış ve filmdeki en aklı başında oyunculuk performansı olarak öne çıkmış. Thor’un biricik aşkı (neden bu kıza aşık ki?) bilimkadını Jane Foster rolünde Natalie Portman tekrardan kadroda yer almış. Baba tanrı Odin ise Anthony Hopkins ile can bulmuş. Diğer yan rolleri IMDB ve benzeri sitelerde kurcalayabilirsiniz. Yönetmen koltuğundaki Alan Taylor, filmin gelirinin filmin maliyetini 4’e katlamasından dolayı, günümüz dünyasında başarı para ile ölçüldüğünden başarılı. Biraz kurcalayınca başarılı televizyon dizilerindeki yönetmenliği dışında ilk defa büyük bütçeli bir filmde görev aldığını görüyoruz.

Director and Crew

Tam iki saatlik filmin ne anlatmak istediğini anlayabilmek mümkün değil. Zaten bir süper kahraman filminde ne ummayı bekliyoruz ki? Kahramanın ya da sevdiği birinin başına birşeyler gelir, kötü adama karşı amansız kavga başlar ve mutlu son. Bunun tersi olma ihtimali neredeyse yok. Bu açıdan filmden hayata dair önemli dersler ya da kişisel öğretiler beklemek de imkansız. Görsel efektleri başarılı, sıkılmadan izlenecek bir film. Bu kadar. Alan mutlu, satan mutlu açıkçası. Sıkılmadan iki saat oturdum izledim ve keyif aldım. Benim açımdan keyifliydi. Zaten sinema da herşeyden önce bize keyif vermeli.

Tom Hiddleston-Loki

Senaryo için çok fazla söyleyebileceğim birşey yok. Thor’un hikayesine hakim değilim. Çizgi romanlarını okumadım. Filmdeki kurgusal eksiklikleri görmemek imkansızdı ama bunları anlatıp filmi izlememiş olanlara haksızlık etmek istemiyorum. Sonuçta eğlenceli bir film, kimsenin keyfi kaçmasın.

Asgard

Thor: The Dark World, Marvel’ın pop corn filmlerinin geldiği noktayı görmemizi sağlıyor. Çok deşilmeyecek bir aşk hikayesi, seyirciye hoş görünecek bir kaç espri, bolca görsel efekt, bir iki adet başarılı oyunculuk, vasat bir kurgu, güzel kostümler ve ta taaa. Afiyet olsun.

Bir Cevap Yazın