Bu blog benim için biraz içimdekileri boşaltma biraz da insanlarla birşeyler paylaşma aracı. O yüzden her seferinde mantıklı edepli adaplı şeyler beklemeyin benden. Beklemediğinizi biliyorum da, ben yine de uyarayım dedim.

Kafam dolu bu aralar. İşle ilgili. Şu kanepeye uzanayım ben, siz de çocukluğuma inmeye başlayın, olur mu? Herşey 1983 yılının… Neyse olmayacak böyle, konumuza dönelim. Katar’ın katma değerine verdiğimiz emek beni derinden yoruyor (Derinden yormak ne demek?). Kafada mütemadiyen iş olunca kendimi resetlemem gerekiyor. Bunu da oyun, dizi vb. meşgalelerle yapıyorum. Bazen yapamıyorum, o zaman kafa resetlenemiyor ve beynim salça oluyor, algımı kaybediyorum, tepkilerim anlamsızlaşıyor, mantığımı kaybediyorum, dünya dönmeye başlıyor, gezegenlerin yörüngeleri değişiyor, evren karadeliklerle doluyor… Çok mu abartı oldu? Evet öyle oldu sanırım. Kafam dolu işte üzerime gelmeyin, hadi kalın sağlıcakla ben biraz oyun falan oynayayım bari…

Lead Me To The Cross GLASS

Doha’dan güzel bir manzara ile sizlere iyi geceler derken, bu güzel günün ardından ne mutlu bugün de kafamı yastığa koyabileceğim diyorum ve… aaa Leyla ile Mecnun varmış. Ona bakayım bari. (Salça mode on)

Bu arada Galatasaray Sneijder sonrası bir de Drogba’yı almış, yok artık Lebron! Imba oldular iyice…

Süper über bir şarkı ve grup ile geceye nokta konur…

Bir Cevap Yazın