Av Mevsimi
Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük senaristlerden birisi olan Yavuz Turgul, 2007 yılında snaryosunu yazmış olduğu Kabadayı’nın ardından Av Mevsimi ile hem yönetmen hem de senarist olarak tekrar karşımıza çıkıyor. Yavuz Turgul’u tanımayanlar için kısaca açıklamak gerekirse; Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı ya da yönetmenliğinde yer aldığı filmler arasında Tosun Paşa, Muhsin Bey, Eşkıya, Gönül Yarası, Züğürt Ağa, Davaro gibi hatrısayılır filmler yer almaktadır.
Av Mevsimi, genç bir kıza ait kesik bir kolun ormanlık alanda bulunması ve cinayet masası polislerinin cinayeti aydınlatmaya çalışmasının etrafında geçmektedir. Filmin başrollerini Şener Şen, Cem Yılmaz, Melis Sökmen, Çetin Tekindor ve Okan Yalabık paylaşıyor.
Yavuz Turgul’un karakter gelişimi konusunda çok üstün bir senarist olduğunu bildiğimiz için filmde karakterlerin son derece derin bir şekilde işlendiğini görebiliyoruz. Bu durum karakterler ile duygusal bir bağ kurabilmemizi sağlamış. Tüm oyuncuların bizim bu bağı kurmamızda çok etkisinin olduğu kesin. Hepsi çok üst düzey oyunculuk sergilemiş. Özellikle Cem Yılmaz’ın performansının çok iyi olduğunu söylemeliyim. Benim gözümde elit katagoride olan 4-5 erkek oyuncu vardır. Listemde bulunan iki ustanın bu filmde yer alması beni ayrıca memnun etti. (Çetin Tekindor ve Şener Şen)
Görüntü yönetmenliğinin, ses ve müziğin filmin her anında başarılı olduğunu göreceksiniz. Yavuz Turgul bu konuda bir kez daha kaliteli bir iş çıkarmış.
Ama Av Mevsimi bir başyapıt olmaktan ne yazıkki uzak kalmış. Bundaki temel neden de büyük boşluklar barındıran senaryosu ve kurgusu. Senaryodaki boşluklar o kadar çok ki, “filmin sonunda tüm boşlukları dolduracaklarsa film 5 saati geçer.” diyorsunuz. Benim gibi senaryo ve kurguya önem veren birisiyseniz bu tarz hususlar filmle olan bağlantınızı sekteye uğratabilir. Gerçekçilikten uzak polis/sanık görüşmeleri ve havada kalan/açıklanmayan ve bir yere bağlanmayan sahneler de sizi rahatsız edebilir.
Herşeye rağmen Av Mevsimi polisiye filmleri seven herkesin mutlaka görmesi gereken bir yapım. Daha ilk saniyelerinde filmin kalitesi kendisini gösteriyor. Cem Yılmaz eşliğinde şarkılı türkülü emeklilik kutlaması ve bardaki canlı performans arada sırada tekrar açıp izleyebileceğiniz sahneler olmuş. Kurgu ve senaryo için biraz daha uğraşılsaydı eminim memnuniyetimiz tavan yapardı. Umudumuz ileri ki Yavuz Turgul projelerinde…
7/10
Crysis 2
Crysis serisinin uzun süredir heyecanla beklenen yeni halkası Crysis 2 raflardaki yerini aldı ve düşlerdengerçeğe tarafından didik didik incelendi.
Şunu hemen söylemek gerekiyor; Crysis ve Crysis Warhead’i hiç oynamamış birisiyseniz dahi Crysis 2’yi gönül rahatlığı ile oynayabilirsiniz çünkü her ne kadar isim “ben bir devam oyunuyum” dese de hikaye çok derin bağlantılar içermiyor. Belki de oyunun en büyük eksilerinden birisini de bu oluşturuyor.
Farcry ve Crysis serileri Almanya merkezli Crytek firmasının oyunlarıdır. Crytek, Üç Türk tarafından kurulmuş bir oyun stüdyosu. Evet yanlış duymadınız, bu oyunu Türkler yaptı! Cevat Yerli, Avni Yerli ve Faruk Yerli kardeşlerin el emeği göz nuru Crysis 2, nazar boncuklu Cry Engine 3 oyun motoru ile üretilmiş bir oyun.
Crytek bugüne kadar yaptığı oyunlarda görselliğe hep çok önem vermişti. Farcry olsun Crysis olsun bilgisayarların canını okuyan ve sistem öldüren cinsten oyunlardı. Crysis 2 o açıdan daha iyi optimize edilmiş bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Bunun temel nedenlerinden birisi oyunun konsollar için de üretilmiş olması.
Crysis 2’de tüm oyun muhteşem bir şekilde tasvirlenmiş New York şehrinde geçiyor ve amacımız New York’u düşman işgalinden kurtarmak. New York’u kurtarınca elbette ki tüm Dünya da kurtulmuş sayılıyor. (Birisi klişe mi dedi?)
Crysis 2’de de ilk oyunlarda olduğu gibi nanosuit’in teknolojisinden dibine kadar yararlanıyoruz. Nano Suit versiyon atlamış ve artık Nano Suit 2.0 kullanıyoruz. Güçlü olma, hızlı olma ve görünmez olma gibi güçlerimizi oyun içerisinde çok sık kullanacağız.
Crysis 2’de en çok kullanacağınız özellik görünmezlik olacak. Hemen hemen her an görünmezlik zırhının arkasında hareket edeceksiniz. Hele benim gibi her oyunu rol yapma oyunu çevresinde oynuyorsanız yandınız…
Ben oyunu en zorun bir düşüğü olan zorluk seviyesinde oynadım ama çok zorlandığımı söyleyemeyeceğim. Bundaki asıl neden yapay zekanın gerçekten çok kötü olması. Düşmanlar o kadar saçma işler yapıyorlar ki oturup onların saçmalıklarına gülerken bulabilirsiniz kendinizi. Bununla birlikte oyunda bulunan buglar, oyunun test aşamasının daha bitmeden piyasaya sürüldüğü izlenimini veriyor.
Oyunun senaryosu ilk videodan itibaren heyecan yaratsa da bir süre sonra oldukça sıkıcı ve monoton bir havaya bürünüyor. Oraya git buraya git işlerini o kadar maksatsız yaptığınızı hissediyorsunuz ki, “amannn ne halleri varsa görsünler” diyorsunuz. Gönül bu tarz bir bilimkurgu oyununda güzel bir senaryo görmek isterdi ama kısmet değilmiş.
Oyunun görselliğinin oldukça başarılı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Işık efektleri, patlama efektleri, modellemeler o kadar güzel ki, kendinizi etrafa aval aval bakarken bulabilirsiniz.
Single Player modunun uzunluk açısından tatmin edici olduğunu, multiplayer’ın ise farklı oyun türleri ile keyifli olduğunu söyleyebilirim. Yine de daha önce söylediğim şeyi tekrar edeceğim ve oyununun biraz daha teste ve çalışmaya ihtiyacı olduğu görüşümü hatırlatacağım. Yamalar ile bu hususun kapatılacağını düşünüyorum ama Crysis 2, beklentimi tam olarak karşılayamadı. Unutmadan oyun tamamen Türkçe olarak da piyasaya sürüldüğünü belirtelim. Bu hususta Yerli kardeşlere her ne kadar seslendirmeler Fatih Terim ingilizcesi kıvamında olsa da teşekkür etmek lazım. Meksikalı askere laz seslendirmesi yapılması de ayrıca tebrik edilmesi gereken bir hareket, di mu uşağum?
8/10 (Türkler yapmamış olsa 7/10 -Evet objektif değilim- :)))
