Bu fotoğraftaki filler kadar keyifli bir gün geçirmenizi dilerim.

 

Bugün 20 Ocak 2017. En son blog yazımın üzerinden bir ay geçmiş. Bu bir aylık sürede neden Düşlerden Gerçeğe’de yazı yayımlayamadığımı size anlatmak istiyorum. “Yılbaşımızı bile kutlamadın zaten. Yokluğunda buraları hep otlar bürüdü,” diyebilirsiniz, haklısınız. Hele bir dinleyin lütfen:

Öncelikle Aralık ayının son iki haftası bir hacker saldırı dalgası ile mücadele etmek zorunda kaldım. Adamlar neredeyse “Yıl sonu oldu çökertebileceğimiz kadar siteyi çökertelim” mottosu ile sefere çıkmış ve hedeflerden birisi olarak Düşlerden Gerçeğe’yi seçmiş. Bu saldırı internet dünyasındaki bilinen adıyla bir brute-force atağıydı. Sitenin yönetici panelini ele geçirip artık ne yapacaklarsa yapacaklardı. Hoş, Düşlerden Gerçeğe benim gelir elde ettiğim bir sayfa değil. Tamamen insanlara bir fayda sağlama amacıyla yazdığım ve kafamdakileri paylaştığım bir blog. Ne akla hizmet Düşlerden Gerçeğe’ye saldırıyorlar inanın bilmiyorum. Aslında bilmek de istemiyorum.

Her neyse. Yılbaşına birkaç gün kala bu saldırıları kontrol altına almayı başardım. Hemen sonrasında da yılbaşı kutlamaları için Abu Dhabi’ye geçtik (Yılbaşında yaşadıklarımızı apayrı bir yazıda paylaşacağım). Bu yüzden birkaç gün daha Düşlerden Gerçeğe’den uzak kaldım.

Hackerları atlattıktan ve yılbaşını geçirdikten sonra tekrardan yazma rutinime geri dönmeyi hedeflerken, bu sefer de geçen sene satın aldığım laptopumun ekranı bozuldu. Bilgisayarı servise vermek zorunda kaldım. Tayvan’dan gelecek parçayı beklemem gerektiğini ve bunun en az iki hafta süreceğini öğrenmemle birlikte Düşlerden Gerçeğe’de iki hafta daha yazı yazamayacağımı anlamış oldum. Kusura bakmayın ama iPad blog yazısı yazmak için hiç de uygun bir platform değil. Deneyeyim dedim ama beş dakikadan fazla dayanamadım. :(

Sonunda bu hafta başı bilgisayarım geldi. Birkaç düzeltme ayarlama yaptım. Bir kez daha format atmak zorunda kaldığım problemler yaşadım ama sonunda çalışır hale getirdim. Tam bu yazıya başladım ki bir mide ağrısı ile uğraşmak zorunda kaldım. 2-3 gün beni süründürdü sağ olsun mideciğim. Şimdi tüm bu sıkıntıları atlatmış bir şekilde karşınızdayım.

Velhasılıkelam gerek incelemelerim gerek öykülerim gerekse de paylaşımlarım ile Düşlerden Gerçeğe yolculuk etmeye devam edeceğim. Atlayın gemiye, yola çıkıyoruz!

Bir Cevap Yazın