George R. R. Martin A Song of Ice and Fire serisinin yeni kitabı The Winds of Winter‘ın, romanın dizi uyarlaması olan Game of Thrones‘un altıncı sezonunun başlayacağı nisan ayından önce raflardaki yerini alamayacağını açıkladı. Bu, dizinin yeni sezonunun kitap piyasaya çıkmadan yayınlanacağı ve dizinin bir “spoilerfest” havasında geçeceği anlamına geliyor. İnternet şu anda George R. R. Martin’e yapılan eleştiriler ve hatta hakaretler ile dolup taşmış durumda. Adamcağız bir kitap yazdı, dünyası değişti. Ağız tadıyla seriyi devam ettirecek ama bu sefer fanboy’lar izin vermiyor.
Aslında şaşırtıcı bir durum değil. Herşeyi o kadar uçlarda yaşıyoruz ki, eserin yazarına hakaret edip yeni kitabın gecikmesinden bile bir tartışma ortamı yaratmayı başarabiliyoruz. Ya bırakın adam kendi içine sinene kadar kitabı basmasın, nedir bu acele? Peki yazar üzerinde “hocam diziyi yayınlamamız lazım reklam anlaşmaları falan” diyerek baskı kuran o televizyonculara, “kitap bitti mi?” diyerek beş dakikada bir “napıyorsun?” diye mesaj atan eski sevgili gibi yazarı br rahat bırakmayan o basımevine ne demeli? Tabi Martin bunları bu şekilde aktarmıyor açıklamayı yaptığı blog yazısında ama ben alt metinde bunun olduğunu düşünüyorum.
George R. R. Martin, sadece kendinin bu gecikmeden sorumlu olduğunu söylese de üzerinde ciddi bir baskı olduğunu hissetmemizi de istemiş. Yayınlanan metin biraz da bunu amaçlıyor. Martin, içimize su serper mi bilinmez ama dizinin kitap ile tamamen paralel gitmediğini, kitap ve dizinin aynı dönemlerde yayınlanıyor oluşunun da sıkıntılı bir süreç olduğunu belirtmiş. Kitapın yetişmeyeceğinin belli olması ile birlikte dizinin kitaptan farklı değerlendirilip hem kitaptan hem de diziden ayrı ayrı keyif alınması gerektiğini vurgulamayı da ihmal etmemiş. Bana, Martin kitabı yetiştiremeyince kıvırma yöntemleri geliştirmiş gibi geliyor. Peşinden ciddi bir hayran kitlesi taşıyan bir yazarın elinin kolunun yapımcı, televizyon kanalı, basım evi gibi kurumlar tarafından nasıl bağlandığını da görmüş oluyoruz. Kurmaca ve yaratıcı yazarlık bu tarz baskılardan beslenmez. Aksine zarar görür.
The Winds of Winter’ın ne zaman geleceğini Martin’de bilmiyor. Bize düşen Nisan ayında evlerimize konuk olacak yeni sezonu izleyip keyfine varmak ve sonrasında çıkacak kitabı okuyup karşılaştırmak. Elden şimdilik gelen tek şey bu. Çömkürmeyin tonton adama, yeter yahu. Kolaysa siz yazın da görelim. Hıh!