eksi-sozluk

Yedi yıldır blog yazıyorum ama dün olanları anlatabilecek kelimeleri doğru seçebilecek miyim emin değilim. Düne kadar Düşlerden Gerçeğe’nin bir gün içindeki en yüksek sayfa görüntüleme sayısı 274’tü. Bu rakamı da ne zaman elde ettiğimi hatırlamıyorum bile. Dün ise, Ekşi Sözlük’te yazdığım bir entry’nin debe’ye (dünün en beğenilen entry’leri) girmesiyle Düşlerden Gerçeğe ziyaretçi rekorunu kırdı.

Kısaca olanları anlatayım. Cuma sabahı uyandığımda aklımda Ekşi’de yazabileceğim entry’lere ya da blog’umda yazabileceklerime ilişkin fikirler dolanıyordu. Bu fikirleri kontrol edemediğim için internette biraz dolaşıp başı boş fikirlerimi bir konuya bağlamayı çalıştım.

Dikkatimi ilk çeken Fenerbahçe’nin Liverpool’dan transfer ettiği genç oyuncu Lazar Markovic ‘in haberi oldu. Bu konu üzerine biraz düşündüm ve bu transferin nasıl gerçekleşmiş olabileceğine ilişkin bir varsayım kurmaya başladım. Bu varsayım somutlaştıkça hoşuma gitti.

Sonunda bu somutlaşan hikayeyi cuma sabahı Ekşi Sözlük’te paylaştım.

Girdiğim entry kısa sürede öyle bir ilgiyle karşılandı ki şaşırmadım desem yalan söylemiş olurum. Ekşi Sözlük yazarlarından hayal gücüme ve yazım dilime ilişkin övgüler almaya başladım. Gidişat yazdığım entry’nin debe olacağını işaret ediyordu ve gerçekten oldu. “Mutlaka devam etmelisin, başkalarını da bekliyoruz” gibi tepkiler aldım.

Entry debe’ye girince ben de entry’me bir düzenleme yapıp blog’uma referans verdim. Siteye akan ziyaretçi sayısının bu kadar fazla olabileceğini inanın hiç düşünmemiştim.

Düşlerden Gerçeğe dün tam 2048 sayfa görüntüleme aldı. Daha önceki rekorun neredeyse on katı. Bugün de ben bu yazıyı yazarken istatistiklerde 758 sayfa görüntüleme görünüyordu.

Gerçekten inanılmaz rakamlar. İşte ben buna Ekşi Sözlüğün gücü demek istiyorum. Sosyal Medya’nın nasıl topluluklar yaratabildğini bir kez daha anlamış oldum.

Bahsi geçen entry’mi şu ana kadar 350 Ekşi Sözlük yazarı favorilemiş. Bu da çok beğenildiğini gösteriyor.

Ekşi Sözlük henüz nasıl işlediğini anlayamadığım bir yapı. Entry’nin başarılı olmasını temel dinamiklerinin ne olduğunu çözebilmiş değilim. Popüler bir konuda genel geçer bilgiler vermenin beğenilen bir içerik sahibi olmak için yeterli olmadığı aşikar.

Sanırım benim Lazar Markovic hikayem, insanların merak ettiği bir konuda, temellerini gerçeğe dayayan ama üst yapısını hayal gücünün oluşturduğu farklı bir içerik oldu.

Bu elbette benzer içeriklerin anında tutacağı anlamına gelmiyor. Mesela bugün paylaştığım Wesley Sneijder entry’im aynı etkiyi yaratmadı. Tabi bunda yazının içeriği de etkili olmuş olabilir.

Bu yaşanılan (başarı öyküsü falan demek istemiyorum), benim yazı yazmaya olan ilgimi muazzam biçimde arttıracak. Daha sık ve daha yaratıcı içerikler oluşturmama çalışacağım.

Bazı insanların Ekşi’de deşifre olmaktan çekindiğini de gördüm. Bence bu önemli değil. İsteyen istediği karaktere bürünebilir. Ben bu blog’u açtığımdan beri kendim anlatmak istediğim şeyleri, tamamen özgür irademle, kendi anlatım tekniklerimle sizlerle paylaşıyorum. Saklanacak bir maskeye ihtiyacım yok. Kendi sınırlarımı çizip, o sınırları adım adım genişletmeyi deniyorum.

Bu keyifli tecrübenin ışığında Düşlerden Gerçeğe evrim geçirmeyecek ama ziyaretçi sayısını arttırmaya yönelik değişiklikler de yapabilirim. Bakalım zaman ne gösterecek.

Bu blog’u takip eden herkese sonsuz teşekkürler!

2 YORUMLAR

Bir Cevap Yazın