Diyelimki Aradık Durduk ve Dünya Benzeri Gezegeni Bulduk, Peki Oraya Nasıl Gideceğiz?

Açık konuşayım, uzay konusunda bildiklerim çok az. Yani oturup ahkam kesecek kadar konuya hakim değilim. Bugüne kadar, ilgimi çeken ve paylaşmak istediğim konularda birkaç yazıyı düşlerdengerçeğe’de yazdım, o kadar. İlgilenenler anasayfadaki arama bölümüne “uzay” yazıp karşılarına çıkan başlıklar arasında gezinebilirler. O yazılarda elimden geldiğince kaynak da gösterip, detay köstebekleri için diğer kanalların adreslerini de göstermeye çalıştım.

Bu bilgi bankalarından birisi olan Kozan Demircan’ın sayfasını severek takip ediyorum. Son yazısında yine beni başka diyarlara sürükleyen bir içerik sunmuş. Uzaya Gitmenin En Çılgın 5 Yolu isimli yazısı “biz nelerle, millet nelerle uğraşıyor vay be” tepkisini vermemize neden oluyor. “Millet aya, biz yaya” deyimi artık ay ile bile sınırlı değil. Millet yıldızlararası seyahat planlıyor, biz Kadıköy-Pendik arası…

İnsanlığın gelecekte dünyayı terk etmek zorunda kalacağını öngörenlere artık kahin diyemeyiz. Bu çok açık. İnsanoğlu içinde yaşadığı dünyadaki devrini tamamlayıp, soyunu devam ettirebileceği yeni gezegenlere gitmek zorunda kalacak. Zamanı gelince evim evim güzel evim diyeceğimiz yeni gezegenlerin, nerede olduğunu bugün itibariyle bilmiyoruz. En azından ben bilmiyorum. Şu an aradığımız dünya benzeri bir gezegen ve bu arayışımız henüz bebek adımları aşamasında. Hadi bir an, sadece bir an bu gezegenin nerede olduğunu bildiğimizi farz edelim. Bu durumda hemen diğer bir soru aklımızı kurcalıyor: oralara nasıl gideceğiz?

Kozan Demircan’ın yazısı, üstte sorduğum soruya ilişkin bilim dünyasının tartıştığı, masada olan fikirlerin bir kaçını ucundan da olsa anlayabilmemizi sağlamış. Kozan Demircan’ın sayfasını takip etmenizi şiddetle öneriyorum. Uzay ile ilgili Türkçe içerik konusunda muazzam bir kaynak.