KÜNYE
Filmin Adı : Interstellar
Türü : Bilimkurgu, Macera
Yapım Yılı : 2014
Süre : 169 Dakika
Yönetmen : Christoper Nolan
Senaryo : Jonathan Nolan, Christopher Nolan
Oyuncular : Matthew McConaughey, Anne Hathaway, Jessica Chastain
Bütçe : 165,000,000 USD
Gişe Geliri : 68,619,855 USD (13 Kasım 2014 itibariyle)
IMDB Puanı : 9,0
Başlamadan Önce Kısa Not: Olabildiğince Spoiler’dan kaçmaya çalışacağım ve filmi izlememiş olanları sıkıntıda bırakmayacağım.
Interstellar’a Giriş 101
İnsanoğlunun bir icat yapabilmesi için önce onu hayal etmesi gerekir. Bugün günlük hayatımızda kullandığımız tüm teknolojik cihazlar bir zamanlar birilerinin hayalgücünün ürünü olarak bir yerlerde ya yazılmış ya da üretilmeye çalışılmıştır. Günümüzde, gelecek ile ilgili yapılan tasvirler de, ilerleyen yıllarda gerçeğe dönüşüp insanoğlunun kullanımına sunulacaktır. Bu yaşamın doğasında olan bir döngüdür ve kimsenin bunu durdurma şansı olmayacaktır.
Çok kısa özetlersek Interstellar (Türkçe adıyla Yıldızlararası), Dünya’nın türlü türlü sebeplerle canlılar için artık yaşanılmaz bir gezegen olmaya başladığı bir gelecekte, yeni bir koloni kurmak için uygun gezegen bulmak üzere uzaydaki bir solucan deliğine yolculuk yapan bir grup insanın yaşadıklarını anlatıyor.
Buraya kadar solucandeliğine giriş dışında öyle ilk defa duyduğumuz bir hikaye yok gibi, değil mi? Peki nedir Interstellar’ı farklı kılan? Bir bilimkurgu için ayakları yere sağlam basan (ya da basması için çok uğraşıldığı belli olan) bilimsel gerçekliği, Christopher Nolan ile özdeşleşmiş seyirciyi filmin içine sokan akıcı kurgusu ve Hans Zimmer’in olağanüstü müzikleri.
Christopher Nolan bildiğimiz üzere The Dark Knight Trilogy , Memento , The Prestige ve Inception gibi filmleri yönetmiş son dönem Hollywood sinemasının gözönünde olan yönetmenlerinden birisi. İsmini saydığım filmlerin hepsinin kült seviyesinde olmasa bile ortalamanın hayli üstünde filmler olduğunu biliyoruz. Nolan bu filmlerde görmeye alıştığımız sinemasına Interstellar’da da devam etmiş. Bu sefer işinin biraz daha zor olduğunu bile bile böyle bir filmi çekmiş olması da kendine olan güveninin artık çok yüksek olduğunu anlamamızı sağlıyor. Bu kadar bilimsel içeriği olan bir filmi bu kadar basit anlatmak ancak onun elinden olabilirdi.
Bilimsel Gerçekler
Interstellar’ı sadece bir film olarak değerlendirmek bence biraz haksızlık olur. Onu daha çok kurgusal bir belgesel olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Nolan, anlatmak istediklerinin gerçekçi olması için ünlü astrofizikçi Kip Thorne ile çalışmış. Bu tarz bir birlikteliği daha önce The Contact filminde Robert Zemeckis ve Carl Sagan arasında görmüş ve hayran olmuştuk. The Contact tarihin en iyi bilimkurgu filmlerinden biri olarak sinemanın unutulmazları arasında yer almıştı. Interstellar da bu yolda ilerlemeyi başarmış bir film olarak hatırlanacaktır.
Interstellar’da anlatılan bilimselliğin biraz daha detayına inmek isterseniz severek takip ettiğim Geekyapar’da gördüğüm görseli incelemenizi öneriyorum. Bunun dışında yine beğenerek takip ettiğim Kozan Demircan’ın Blog yazısında da yararlı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bununla yetinmeyip biraz video isterseniz de sempatik profesörümüz Neil deGrasse Tayson’un anlatımlarını da izleyebilirsiniz.
Bilimin Sonu, Sanatın Başlangıcı
Bu kadar kafa patlatmanın ardından yazıyı fazla uzatmadan sonuçlandırmak istiyorum. Interstellar her ne kadar belgesel gibi bilgiler barındırsa da bir kurguya sahip ve ticari kazanç amaçlı yapılmış bir sinema filmi. İçindeki bilgilerin %100 gerçek olduğu fikri ile yaklaşılmamalı. Ortada başarılı bir bilimkurgu filmi var ve bu bilimkurgunun günün birinde gerçek olma ihtimali var. Bu bile başlı başına kafa kurcalamalı.
Nolan bir kez daha en iyi yaptığı şeyi yapıyor ve filmden çıkan seyircinin kafasının içinde soru işaretleri oluşturuyor. O soru işaretlerine cevap arayanlar bilim ve ilim yolunda kendilerine yeni ufuklar açmış olabilir, bu film sayesinde aydınlanmış dahi olabilirler. Kafalarının içinde soru işareti yerine ünlem barındıran arkadaşların bir sinema filminden beklentilerini gözden geçirmeleri gerekir.
Son bir not olarak Nolan’ın üç boyutlu filmler çekmeyen bir yönetmen olduğunu ve Interstellar’dan en büyük hazzı IMAX 2D’de izleyenlerin alacağını belirtip (Nolan’ın çekim ve kamera tekniğinin bir sonucu olarak), solucandeliği ve evrenin kaç boyutlu olduğu ile alakalı incelemelerime geri dönerim.
9/10
[…] biraz daha yere basan bir uzay macerası peşindeyseniz Christoper Nolan’ın Interstellar‘ına ya da Alfonso Cuarón’ın Gravity‘sine göz atabilirsiniz. Sizi daha uzun […]
[…] ve Interstellar bu türün başarılı uzun metraj örnekleri olarak […]