Dizi izlemeyi severim ama belirli kriterlerim vardır. Vakti zamanında Ferhunde Hanımlar’ı kaçırmadan izlerdim. Rosalinda’lara da annemin takiplerinden dolayı uzak değildim. Gel zaman git zaman dizi zevkim ve izlediğim şeylerden beklentilerim de değişti.

Fringe, Lost ile büyük üne kavuşan ama ilk etkilerini Alias ile yapan J.J. Abrams’ın; bilimkurgu, metafizik, polisiye, dünya dışı yaşam, biyoloji, fizik, kimya hatta sosyoloji, ikili ilişkiler ve elbette aşk barındıran süpersonik übermatik dizisi.

Fringe’i ilk yayınlanmaya başladığı günden beri düzenli takip ediyorum. Son dönemin popüler dizileri olan Lost, Prison Break gibi dizileri de düzenli takip etmiş birisi olarak Fringe’in yerinin çok ayrı olduğunu belirtmeliyim.

Fringe, her bölüm farklı bir konusu olan ama bir şekilde ana konuya da bağlanan bir yapım. Bu özelliği ile X-Files’a çok benziyor. Zaten dizi genele indirilirse X-Files’ın günümüze uyarlanmış hali olarak değerlendirilmektedir.

Fringe 3 ana karakterden oluşmaktadır. Bunlar;
Çılgın profesör Walter Bishop (John Noble) , oğlu Peter Bishop (Jashua Jackson) ve ajan Olivia Dunham (Anna Torv). Elbette birçok yan rol karakterde dizide yer almaktadır.

Bu diziyi bu kadar çekici kılan en önemli unsur kurgusu ve oyunculuklarıdır. Fringe’de inanılmaz bir kurgu vardır. Hikaye ekranda akar akar ve akar… Ufak ufak serpiştirilmiş inanılmaz detaylar sizi içine çektikçe çeker. Örnek vermek gerekirse; hastanede bir hastayı ziyaret eden Ajan Dunham’ın konuşması sırasında hastanede şöyle bir anons yapılmaktadır: “Dr. Shephard ameliyathaneye, Dr. Shephard ameliyathaneye!” Dr. Shephard Lost dizisinin en önemli karakterlerinden Jack Shephard’dan başkası değildir. Dizide J.J. Abrams’ın bir diğer dizisi olan Lost’a bir gönderme yapılmıştır. Bunun gibi tonla incik cıncık barındıran, izlerken kafa yormanızı gerektiren noktaları olan bir dizidir Fringe.

Her saniye ağlamaklı, her anı dram kokan diziler hiç ilgimi çekmiyorlar. Hayata dair acılar, sorunlar dertler dinlemek kimine çekici gelebilir ama ben beynimi çalıştırmam gereken, beni düşünceye sevkeden yapımları tercih etmeye çalışıyorum.

Eğer bu yazı bir bölüm bile olsa Fringe izlemenize neden olmuşsa görevini yerine getirmiş demektir.

1 Yorum

Bir Cevap Yazın