-Giriş-
“Sabahları Seda Sayan ve türevleri ile güne merhaba diyen, öğlenleri kendini İzdivaç programlarına bırakan, akşam haberlerinden sonra da diziyle kendi hayatından iyice uzaklaşan Türk insanının bundan sonraki versiyonunun daha da tehlikeli olacağından korkuluyor.”
1.Bölüm
Her deney içinden iyice çıkılmaz, saçma bir hal almaya başlamış ve sonuçlar gittikçe anlamsızlaşmıştı. En mutlu anlarında silah çekip birbirlerini vuran Türk insanı, araştırma gurubunda hararetli tartışmalara gebe oluyordu.
“Ben anlam veremiyorum. Kesinlikle zarar verme amaçlı yapılmış bir eşya neden mutluluk anlarında kullanılsın?” diye sordu Layla.
“Bence bu bir çeşit adak. En mutlu anlarında birini öldürüyorlar ki mutlulukları perşinlensin!” dedi Maki.
Maki’nin söyledikleri Tuko’nun pek hoşuna gitmemişti. Kafasını sağa sola sallayarak “Bu tezi desteklemiyorum çünkü bir düğünde damadın vurularak öldüğünü kendi gözlerimle gördüm.” dedi ekip lideri.
Ekip liderinin bu düşüncesine Layla “Belki de yanlışlıkla vuruyorlardır.” diye cevap verdi.
Tuko aradığı cevaı bulamamaktan sinirlenmeye başlamıştı. “Yanlışlıkla mı? Benim bildiğim kadarıyla insan ırkı hatalarından ders çıkarabilen bir ırk. Neden aynı hatayı birçok kez tekrar etsin.”
“Araştırmalarımız bu tür olayların özellikle Türkiye’de yoğunlaştığını gösteriyor efendim.” dedi Maki.
Maki’nin söylediklerini destekler şekilde görünen Layla etrafına oturdukları yuvarlak masanın üstüne doğru eğilerek “Belki de Dünya’ya inip Türklerle direk temasa geçerek bu davranışların sebeplerini öğrenmek çok daha mantıklı olacaktır.”dedi.
Tuko bu düşünceyi beğenmişti. Dünya üzerine birçok kez inmişlerdi. Sadece, Türkiye onlar için keşfedilmemiş bir bölgeydi. Tek sorun buydu. “Kamuflaj ekipmanlarımız hazır mı Layla?”diye sordu Tuko.
“Evet efendim. Kullanıma hazırlar. Daha dün kontrol etmiştim.”dedi Layla
Tuko sandalyesinden kalkarken Layla’ya dönerek “Tamam o zaman, sen dişi kamuflajını hazırla. Maki de erkek kamuflajını kullanır. Detayları yarın sabah konuşuruz. Şimdi atmosferden çıkalım ve biraz dinlenip yarın için enerji depolayalım.“dedi.
Tam bu sırada İstanbul’da Caddebostan sahilinde 3000 kişi toplanmış yıldızsız gecede gökyüzündeki hareket eden ışıklara bakıp “UFO! İşte, bak orada!” diye bağırıyordu. Polisin ve itfaiyenin telefonları kilitlenmiş ve halk gecenin eğlencesini bulmuştu. Asıl gerçek birkaç gün sonra anlaşılmış ve ışıkları saçanın Büyükada’ya yerleştirilmiş olan turistik bir balon olduğu ortaya çıkmıştı.
Tuko, Maki ve Layla otomatik pilota aldıkları uzay gemileri ile atmosferden son sürat çıkarken meditasyon kapsüllerinin içinde yarı uyur dinleniyorlardı. Yarın Dünya’ya inip yeryüzünde araştırma fırsatı bulacaklardı. Asla unutamayacakları maceraları yarın başlıyordu.
enteresan!..