Toplumsal Yalnızlık
Günümüz toplumlarında herşey bireyselleşti. Sokağa çıktığınızda daha fazla insanı tek başına yürürken görebilirsiniz. Herkesin kulağında bir kulaklık, dış dünyadan kendilerini soyutlamış müzik dinliyorlar… Eskiden böyle değildi. “Teknoloji ilerledi herkes kendi başına müzik dinleyebiliyor” deyip bazı gerçekleri örtbas etmemeliyiz. Verdiğim örnek buzdağının görünen kısmının ufak bir parçasından ibaret. Toplumlar gün geçtikçe yalnızlaşıyor. Topluluk kavramı gittikçe küçülüyor… En basit örneği aile kavramında görebiliriz. Eskiden aile denilince; anne, baba, dayı, amca, dede, nine gibi birçok bireyi içine alan bir yapıdan bahsediyorduk. Günümüzde ise aile; anne, baba ve çocuk’tan oluşuyor. Bu değişimin iyi ya da kötü birşey olduğu tartışılabilir. İnsanların birbirlerine ihtiyaçları kalmadı herkes yaşaması için gereken ihtiyaçları kendisi karşılayabiliyor bir bakış açısıdır. Ailelerin ekonomik durumları kötüleştikçe aileler küçülmeye başladı da savunulabilecek bir düşünce. Sebep her ne olursa olsun insanların birbirlerinden uzaklaşıp kendi bireysellikleri içine döndüklerini görebiliyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu yalnızlığın daha da artacak olmasını öngörmek Nostradamus’luk yapmak olmasagerek.
Film İzleme Sanatı
Beş arkadaş sinemaya giderler. Film bitip salonu terk ederlerken aralarında konuşmaya başlarlar:
-Çok vasat bir filmmiş. O kadar para harcamışlar çıka çıka bu mu çıkmış ortaya?
-Ben çok beğendim. DVD’si çıksın alırım hemen.
-Bence orta karar bir filmdi. Ne çok kötü ne çok iyi.
Ve konuşmalar böyle devam eder. İnsanların bakış açıları ve düşünceleri her konuda farklılık gösterebilir. Hele ki sinema gibi bir görsel sanattan bahsediyorsak farklılıklar iyice ortaya çıkar. Filmin gerçekten ne kadar iyi ne kadar kötü olduğunu kim belirleyebilir? Aksiyon filmlerinden hoşlanan bir insanı duygusallığın diz boyu olduğu bir filme götürür ve ondan filmi çok beğenmesini yere göğe sığdıramamasını beklerseniz bu biraz aşırı beklenti olur. Klasik sinema izleyicisi hoşlandığı, izlemeyi sevdiği tarzda filmlere gitmekten hoşlanır ve parasını harcar. Herkesin aynı tarz filmlerden hoşlandığını düşünürseniz sinema sinema olmaktan çıkar ve tekdüze, monoton bir hal alır. Çeşitlilik her zaman iyidir. Seçme şansını size bırakır…
Bugün Yaptığınız Herşey Geleceğe Bir Yatırımdır
Bu cümle çok klişe bir yalandan mı ibaret yoksa hayatın ta kendisi mi? Kendimizi kandırmak için söylediğimiz bir yalanmış gibi duruyor ama gerçeklik payı da var sanki. Karışık bir durum. Hayatta yaptığımız herşeyin bir zincirleme reaksiyonun parçası olduğunu unutmamalıyız. Şu anda bu yazıyı okuyorsunuz, bu yazıyı okumayıp markete ekmek almaya gittiğinizi farz edin. Tam siz evden çıkar çıkmaz telefonunuz çalar ve uzun süredir cevap beklediğiniz firmadan size ararlar ama siz telefonu duyamazsınız. Her yaptığımız hareketin, her attığımız adımın bir sonucu olduğunu unutmamalıyız. Her biri birbirine bağlı… Hayatın her anını en iyi şekilde geçirmeye çalışmalı ve pozitif olmalıyız. Pozitiflik de geleceğe yapılan bir yatırımdır…