Antalya’yı severim. Babamın işleri nedeniyle, ilkokul 5. sınıfın tatillerinde oradaydım. Hiç unutamadığım bir çok anım var o günlerden. Anılarımdan bir kuple anlatırdım ama konumuz bu değil, başka zaman artık.
Ben kendimi bildim bileli Antalya’nın deprem bölgesi olmadığını hatırlarım. İlkokulda ve ortaokulda öğretilen derslerde Antalya hep beyaz renkli gösterilirdi. “Orada deprem meprem olmaz” anlamına gelirdi bu. “Demekki Antalya’dakiler deprem korkusu yaşamıyorlar” derdim kendi kendime.
Gel zaman git zaman İnşaat Mühendisi olduk, Türkiye deprem haritaları değişti ama benim aklımdaki Antalya özlemi ve anıları silinmedi.
Deprem haritaları değişince Antalya bir anda deprem bölgesi içinde kaldı. Bilim bu kadar değişken işte. Bir gün depremin uğramayacağı bir şehirde yaşarken ertesi gün uyandığında deprem haritalarının değiştiğini görüyorsun. Kimbilir belki yarın Antalya’nın dünyanın en büyük deprem hattının üzerinde olduğu belirtilir.
Dikkat ederseniz Antalya depreminin Büyük İstanbul Depremi (BİD) ile ilişkisinden hiç bahsetmedim çünkü tvlerde günlerce bahsedecek bir sürü kişi çıkacaktır. Ben eksik kalayım mühim değil.