Blogumu daha sık güncellemeye çalışıyorum. Kaçıncı kere buna kalkışıyorum bilmiyorum. Gaza gelip bıraktığım kaçıncı deneme olacak bu inanın hiç fikrim yok. Aslında birçok şeyde aynı sorunu yaşıyorum. Bir hevesle başlıyorum ama sonunu getiremiyorum. Sanırım benden kaynaklı bir sorun var. Çok mu çabuk sıkılıyorum? Bir noktadan sonra keyif mi alamıyorum?
Madonna’nın İstanbul’a geleceğini biliyorum ama bir bilet konusudur gidiyor. Biletler çok mu yüksekmiş, bulmak mı zormuş neymiş. Bir problem var ama, ne problemin kendisini biliyorum ne de çözümünü.
Yoğun iş temposu bana daha konsantre hareket etmeyi ve odaklanmayı öğreteceğine; çırpınmayı, aynı anda bir sürü şeyle uğraşmayı ve hayatın nasıl hızlı geçip gittiğini öğretiyor. Neymiş, çok çalışmak akıl sağlığı açısından çok da iyi birşey değilmiş.
Uzun yola çıkmadan önce bir markete girip tıka basa abur cubur ve içecek alıp, öyle yola çıkmayı seviyorum. Yazın gerçekleştirme hayalini kurduğum uzun Türkiye tatilimde bu konuda master tezi yazmayı bile düşünüyorum.
Kedi bakımından anlar mısınız? Ben de hiç anlamam ama yakın zamanda anlamam gerekecek çünkü bir kediye bakmayı düşünüyoruz. Çoğul konuştum evet.