Bir Batarken Güneş Ufuktan ile tekrar karşınızdayım. Aslında kafamda yazacak bir ton şey var ama şu an el beyin koordinasyonum darmadağın durumda. Yapmak istediğim birşeyler var, söylemek istediğim sözler var ama tam olarak tanımlayamadığım birşeyler beni durduruyor. Korku mu? Olabilir. Çekingenlik mi? Olabilir. Güvensizlik mi? O da olabilir. Bugün değilse ne zaman? Şimdi değil de az sonra dediğimiz ne çok şey var değil mi? Şimdi yorgunum, şimdi müsait değilim deyip ertelediğimiz onca şey bir gün birleşip peşimizden koşsa ne kadar çok şeyi ertelediğimizi görsek hayata bakışımız değişir mi? Kendime bunu soruyorum, ertelediğim şeylerden pişman mıyım? Bence hayatında hiç pişman olmamış insan ya peygamberdir ya da hayatını ot gibi yaşıyordur. Pişman olmak demek risk almak, bir seçim yapmak demektir. Bunları yapmazsanız pişman da olmazsınız. Risk alma, hep korun, hep güvenli ol, hep savun. Böyle böyle geçiyor hayat işte. Son pişmanlık da hiç fayda etmiyor.
Uyku problemim başladı yine. Nasıl yeneceğimi az çok biliyorum. Kafamı dağıtmam, beynimi boşaltmam lazım. Bunu nasıl yapacağım ise hiç bilmiyorum.
Beni üzeni ben de üzemiyorum. Evet böyle kötü bir huyum var. Biri beni bile bile üzsün kötülük yapsın ben ona aynı şekilde davranamıyorum. Davranmaya kalkışsam bile çok yapmacık olduğum için karşı taraf hemen anlıyor. Bu da böyle bir huyum işte.
Oyun oynamak istiyorum, dizi izlemek istiyorum, film izlemek istiyorum, sinemaya gitmek istiyorum, müzik dinlemek istiyorum, konsere gitmek istiyorum, gezmek istiyorum, tanışmak istiyorum, eğlenmek istiyorum evet çok şey istiyorum…
Eski yıllara ait bir anı, Clementine ile geceyi kapatalım. İyi geceler…