Truman Show’u izlemişsinizdir. Jim Carrey’in doğumundan itibaren bir televizyon programının setinde yaşadığını öğrenmesini, onu izleyen milyonları…
Bazen insanların kendi küçük kutularında yaşadıklarını düşünüyorum. Hani yere açılan tezgahlarda kutunun içinde bir o yöne bir bu yöne giden, kutunun kenarlarına çarptıkça yön değiştiren çin malı robotlar var ya, bence bazı insanlar tüm dünyayı bu robotların o kutuyu gördüğü gibi görüyorlar.
Kendimizi aşmamız lazım. Dünya bizim ufak sebeplerden doğan kavgalarımıza, anlam veremediğimiz davranışlara tok. Sizin yaşadığınız sorunları sadece siz mi yaşıyorsunuz sanıyorsunuz? İlişkinizde yaşadığınız problemleri dünyada başka birileri de yaşamıyor mu? İnsanlar o kadar düz mantık ile düşünüyorlar ki, kendilerini koydukları kutuların dışında farklı düşünceler, farklı hayatlar olduğundan bile haberdar değilller.
Ben hayatım boyunca bu kutuyu devirmeye, bu kutuyu açmaya çalıştım. Hep farklı şeylere açık oldum. Sizce de dünya tek başınıza yaşamak için fazla büyük değil mi? Etkileşim içinde olmadan ne kadar mutlu olabilirsiniz? Anlamaya çalışmadan, denemeden, öğrenmeden nasıl yaşayabilirsiniz?
Yanan bir ocağın sıcak olduğunu ve elinizi götürürseniz canınızın yanacağını nereden biliyorsunuz? Doğduğunuzda bu bilgiye sahip miydiniz? Elbette hayır. Ya etrafınızdakiler size bunun canınızı yakacağını söyledi ya da bizzat deneyip elinizi yaktınız. Hayatta herşey için bunu söyleyebiliriz. Ya birisi size yön gösterir ya da siz dener ve öğrenirsiniz. Kimseyi dinlemez ve birşeyleri denemekten de kaçınırsanız, dört tarafı kapalı kutunuzun içinde mutlu bir şekilde yaşadığınızı sanarsınız. Dünyaya bir kere geliyorsunuz, sizce de hem sizi yaratana hem kendinize haksızlık etmiş olmaz mısınız?