El Atarisi, Tetris ve Game Boy
Bugün elimizden düşüremediğimiz cep telefonlarının henüz hayatımızı esir almadığı 80’li yıllarda (hadi 90’lı yılların başını da buna dahil edelim) el atarileri o günlerin çocuklarının rüyalarını süsleyen en fiyakalı oyuncaklardan birisiydi. Dönemin unutulmazı 7’den 70’e herkese ulaşmış tetris (Geçen sene 30. yılını kutlamış bir oyundan bahsediyorum burada, bükme ağzını öyle!) olsa da, el konsolları yerini alemin kralına (Nintendo Gameboy) bırakana kadar bilgisayar oyunu kavramının ele gelmiş hali olmaya devam ettiler. Doğruyu söylemek gerekirse, Gameboy bir devri kapatıp yeni bir devri başlatmıştı. Buna ayak uyduramayan yüzlerce el atarisi yavaş yavaş çocukların ellerinden düşüyordu.
El atarilerinin Gameboy’a karşılık bir dezavantajı vardı. O da içlerinde çoğu zaman sadece bir oyun olmasıydı. Eh, insan çocuk olunca çabuk sıkılıyor hepimizin yaşamış olduğu gibi. O tek oyunlar bir noktadan sonra keyif vermemeye ve kendini tekrar etmeye başlayınca ya yeni bir el atarisi almak istiyorduk ya da başka bir oyuncağa yönelmek durumunda kalıyorduk. Yine de insanlık henüz tam anlamıyla bir tüketim çılgınlığı içine girmediği için de, günümüz çocukları gibi maymun iştahlı, tatmin etmenin imkansız olduğu doyumsuz çocuklar değildi 80’ler çocukları. El atarileri de bu çocukların göz bebekleriydi. Ya ne olacağdı, değil mi? Konuyla ilgili hemen aşağıda şekil 1-C’deki videoyu izleyelim ve değerlendirmeye devam edelim.
Aradan geçen yıllar el atarilerine acımasız davrandı. O da birşey mi, alemin kralı bile tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Bir dip not olarak benim gibi Game Boy’larına kıyamayıp özenle saklayan bazı taş devrinden kalma dinozorların varlığı hakkında yayılan söylentiler doğrudur, birinci ağızdan açıklıyorum.
Pica-Pic de Nesi?
Bundan yaklaşık 2 sene önce bir internet sitesi keşfetmiştim. Evernote’uma attığım not 8 Ağustos 2013 tarihini işaret ediyor. Bugünkü yazımızın konusu sitemizin ismi www.pica-pic.com. Ben ona kısaca Pica demek istiyorum. Resmiyete gerek yok, samimi davranalım di mi ama? Pica, yukarıda sözünü ettiğim el atarilerinin azımsanmayacak bir kısmını interaktif bir şekilde internet sitesi üzerinden oynamamızı sağlıyor. Fikrin sahibi Polonya kökenli Hipopotam Studio. Kusura bakmasınlar ama 15 saniyeden fazla katlanamadığım bir internet siteleri var. İğrenç görüntüler ve sesler var. Yaratıcı ve farklı olmak istemişler sanırım ama ben hiç beğenmedim. Her neyse konudan çıkmayalım.
Eğer çocukluğunuz bahsettiğim 80’li ve 90’lı yıllara denk geliyorsa, Pica’yı ziyaretiniz sonunda gözlerinizin yaşarmaması mümkün değil. Benim değil, bir arkadaşın yaşardı oradan biliyorum. Şunu da söylemem gerek, o zamanlar bayıla bayıla oynadığımız o el atarilerinin bugün ne kadar dandik göründüğüne inanamayacaksınız. Her neyse, zaten önemli olan o zamanlar severek oynadığımız bu oyunların bugün bize hissettirdikleri. Pica da bu fırsatı bize sağlıyor. Daha ne istiyorsunuz, gözünüz doysun.
Pica’da Oyun Deneyimim
Pica üzerinden birkaç oyun oynadım. Ne yazıkki hiçbiri benim çocukken sahip olduğum oyunlar değildi. Ben de bir yukarıda fotoğrafını koyduğum Konami’nin Ninja Kaplumbağa oyunu, bir de aşağıda fotoğrafı olan Tiger Electronic’in Dinosours oyunu vardı. Ninja Kaplumbağalı da tüp gibi birşeyin içinde tutsak edilmiş April’a ulaşıp onu kurtarmaya çalışıyordum. Bu arada adamın biri Amazon’da koleksiyon oyunu diyerekten 80 dolara satıyor. İnanılmaz! İnternet okyanusunun dibi Youtube’da oyunun oynanış videosunu buldum ya, bu da ayrı bir inanılmaz!
Kabul etmem gerekir ki Pica’da oynadığım oyunlar benim çocukluğumdan çağırışım yapmamı sağlayamadı. Bu benim çocuk ruhumun körelmiş olmasından da kaynaklanmış olabilir. Herşeye rağmen ben Pica’nın güzel bir düşünce ile yola çıktığını düşünüyorum. Artık devri çoktan kapanan el atarilerinin çağımız beklentilerinin kıyısından bile geçemediğini yüzümüze vurmasından Hipopotam Studio sorumlu tutulamaz, tutulmamalı! Pica ile oyun deneyimim toplamda beş dakika ya sürdü ya sürmedi ve çocukken oynadığım atarileri şöyle bir gözümün önünden geçirip siteyi kapattım. Bir daha da girmem diyordum ki bu yazıyı yazıp sizin de en azından bir anlığına çocukluğunuza dönmenizin hoşunuza gidebileceğine karar verdim. Bundan sonra girmem!
Yine de benim çocukluğumda yaşadığım o anılar bu atarilerle güzeldi ve hiçbir şey de bunları değiştiremeyecek. Bu oyunlar şimdi ne kadar sıkıcı ve anlamsız geliyor olsa da, o güzel günleri andığım için mutlu oldum. Pica’nın bana o anları yaşatıyor oluşu bile Hipopotam Studio’ya teşekkür etmemi gerektirir. Şu an bizzat teşekkür etmiyorsam nedeni o rezalet siteleridir.