TBMM

Amerika’da hükümetin borç almak için borç limit artışı talebinin yasama organlarında tartışmaları süredursun, aynı durum Türkiye’de olsa başımıza neler gelirdi hiç düşündünüz mü? Government Shutdown Turkey!

-Tüm kamu çalışanlarının %80’i işinden olur evinde otururdu. Bu durumda trafik rahatlardı diyebilir miyiz? Cevabımız hayır. Evde oturan kamu çalışanları sıkıntıdan AVM’lere koşar trafiği yine felç ederdi.

-Toplu taşımalar, metro dahil personel yetersizliğinden tam işleyemezdi. Kıyamete bir adım daha yaklaşırdık.

-Zaten 3-5 tane müzemiz var onlar da kapanırsa kapansın. İstanbulluların kaçı o müzelere hayatında kaç kere gitmiştir zaten. Olan tarih turizmi için Türkiye’ye gelen turiste olurdu. Peh, hükümet kepenk kapatmış kim takar turisti di mi?

-Büyük alışveriş merkezleri toptan fiyatına parekende satışa başlardı. Ne zaman düzlüğe çıkacağını bilemeyen halk yiyecek stoğu yapmaya başlardı.

-Televizyonlardaki dizilerde sabah işe gidip akşam işinden olmuş eve gelen aile babasının yarattığı trajediyi anlatan diziler sükse yapardı. Babamın Suçu Ne? Off Hiç Geçmiyor Ki Zaman? Muhteşem Üç Hafta yeni fenomenler olurdu.

-Canına tak eden kamu çalışanları kendini iddia, at yarışı, şans oyunlarına verir, büyük ikramiye yine hak etmeyen birine çıkardı.

-Hükümet borç alamayacağı için elde kalan 3-5 devlet kurumunu da kelepire satardı. Yastık altına birşeyler atmıştım, fabrika mı alsam?

-Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül Başbakan olurdu. Ha pardon bunun government shutdown ile alakası yoktu.

-Kesin gezicilerin suçu olurdu.

-Tutuklu gazetecilerin kesin bir etkisi olmuştur, araştırılmalıdır.

-Toplum sosyolojik olarak sıkıntıya uğrar, düzen bozulurdu. (Bugün çok mu farklı?)

-AB’ye tam üyelik sürecinde en ufak değişiklik olmazdı. Sahi 10 yılda ne değişti ki?

-Gazete köşe yazarlığı çok popüler bir meslek olurdu. Bugün de öyle zaten.

-Yılmaz *** Özdil *** bu şekilde *** yazmaya devam *** ederdi.

-Ekmek parası için yurtdışına gitmek zorunda olan gurbetçileri hiç etkilemezdi.

-Allah aşkına bankalara birşey olmasın.

-Köprü ve otoyollara %125, benzine %150, elektriğe ve suya %50, doğalgaza %30 zam yapılırdı. Borç alamıyoruz, siz yastık altı yapmışsınızdır biraz azıcık verin devlete babaya.

-Demokratikleşme paketi adı altında ülkemizdeki 15 papua yeni gineliye azınlık hakları tanınır, papua yeni gine (yazması bile zor yeminlen) çalıştayı yapılmasına karar verilirdi.

-Başörtüsü problemi güncelliğini korurdu.

-Falcılık prim yapardı. Herkes astrolog, herkes falcı olurdu.

-Devlet diğer ülkeleri altın gününe çağırırdı. (Nakit para lazım da)

-Bu arada hiç sözünü etmediğimiz özel sektörde fazla mesai kavramı günün içine yedirilir, ofislerde kanepe sayısı arttırılıp çalışanların uyku ihtiyacı eve hiiiç gitmesine gerek olmadan çözülürdü. Şirketiniz sizleri böyle güzel düşünürdü hadi yine iyisiniz!

-Özel sektörde umduğunu bulamayanlar işportacılığa yönelir, zabıtanın da %80 azalması ile ofis kirasını ödeyemeyen işletmeler street-ofis dönemini başlatırdı. Ferah ferah oh!

-Zaten milletvekilleri gizli oylama, sansür vs. ile TBMM Tv’den pek takip edilemiyor, iyice yasama ve yürütmeden kopardık. Yargı’dan kopmuyoruz da noluyor, o da ayrı.

-Zor durumda kalan halk, iki-üç işi bir arada yapmaya başlardı. Amerika’da bugün durum bundan çok farklı değil bunu bilesiniz.

-Türkiye’de kitap okuma oranı iyice yellerde sürünürdü. Seviyorum seviyorum da çabuk sıkılıyorum’ları daha çok duyardık.

-Fatih Terim’e Başbakanlık teklif edilirdi. Yılmaz Vural da Cumhurbaşkan olurdu. Nasıl fikir? Motivasyon şart.

-Acun bir yolunu bulur bir yarışma daha patlatırdı kesin.

Benim aklıma bunlar geldi. Sizin eklemek istediğiniz birşeyler var mı?

Bir Cevap Yazın