Hilmi Bey işten çıkmış eve doğru araba kullanırken olaylar gelişir…
-Herife bak nasıl hızlı gidiyor? Yavaş kardeşim yavaş. Ne bu acele?
5 dakika sonra
-Off bu adam da ne diye bu kadar yavaş gidiyor. Bomboş yol. Bassana gaza kardeşim hayret birşey. Korkma uçmazsın!
Hilmi Bey çok iyi araba kullandığını düşünen sıradan bir insandır. Yukarıdaki iki farklı örnekte de görüldüğü gibi kendisinden hızlı giden herkesi potansiyel manyak, yavaş giden herkesi de aptal olarak değerlendirir. Kendisi etrafında dönen dünyasında Hilmi Bey’in hayata bakışı bundan ibarettir. Hangimiz etrafımızdaki birçok olaya böyle bakmıyoruz ki?
Hayat bizim etrafımızda dönmüyor. Bunu kabul etmek zorundayız. Bana kalsa ben Dünya’nın Güneş etrafında dönmesini istemezdim. Güneş dönsün Dünya’nın etrafında. Peki bunu değiştirebilir miyim? Elbette hayır. Düşünmesi bile saçmalık. Etrafınızdaki her kişi; anneniz, babanız, akrabalarınız, arkadaşlarınız, eşiniz, sevgiliniz vs. bambaşka bir birey ve her birey olaylara farklı tepkiler verir, hayata farklı gözle bakar. Hiçkimseyi belirli bir kalıba sokamazsınız. Burada önemli olan karşınızdaki insanla iletişim kurarak, onu anlamaya çalışarak yaşamayı öğrenmektir. Yani Hilmi Beyciğim, sizden hızlı giden her şoför manyak değildir, belki de başka birisi için siz hızlı kullanıyorsundur bunu hiç düşündünüz mü?
—————————————————-
Herkesin hayatında dönem dönem sorunlar olur. Sorunsuz bir hayat olamaz. İnsanoğlu hayatı boyunca sorunlar yaşamasaydı mutlu ve güzel günlerin değerini bilebilir miydi?
Kaynağı farklı farklı rivayet edilen güzel bir söz vardır; Ayakkabım olmadığına üzülüyordum, ta ki ayakları olmayan birisini görene kadar…
Sizi hayata küstüren, duygularınızı yerle bir eden sorunlar, başkaları için eften püften sınıfına bile girmiyor olabilir. Birisine sorunlarınızı anlatırken ya da kendi içinizde sorunlarınızı değerlendirirken bunu sakın unutmayın. Belki bu düşünce sorununuzu ortadan kaldırmayacaktır ama üstesinden gelmenize yardım edecektir. Sorunları gözünüzde büyütmeyin, onları avuçlarınızda küçültün…
—————————————————-
Eleştirmek, yermek dünyanın en kolay eylemlerinden birisidir. Tek bir amacı vardır; Karşıdaki kişinin/nesnenin değerini düşürmek onu olduğundan değersiz göstermektir. Sürekli eleştiri yapan insanların kendine güven sorunlarını olduğunu düşünüyorum. Kendine güvenmediği için etrafında potansiyel güç olarak gördüğü her kişiyi ya da nesneyi yererek kendini yukarı çıkartmak istediklerini düşünüyorum. Sürekli eleştiri halindeki insanların mutsuz insanlar olduklarını da düşünüyorum. Mutsuz olmak o kadar kolay ki. Biraz da mutlu olmaya, hayatın keyfine bakmaya çalışsak? Kırmak parçalamak çok basit, kırdığın şeyi tekrar birleştirsen bile artık kırılan kırılmıştır, izi kalmıştır…