Yarım bardak suya baktığınızda yarısı boş bir bardak ile yarısı su ile dolu bir bardak görmek arasında aslında çok fark vardır. “Bardak görüyorum ya, sen ona bak” da diyebilirsiniz pekala.
Ben bardağın her zaman dolu tarafını görmeye çalışıyorum. “Yok artık bundan da olumlu birşey çıkaramazsın” dediğiniz durumlarda bile kendinizi olumlu birşeyler bulmaya zorlayın.
Etrafımızdaki herşeyin bizi olumsuz düşünmeye ittiği bir hayat sürüyoruz. Sokağa adımımızı atıyoruz ve bizi sıcak hava, trafik, egzoz dumanı, türlü türlü insanlar, kalabalık ortamlar karşılıyor… Sanki herşey bizi olumsuz düşünmeye itmek için orada bulunuyor. Aslında etrafımızdaki kimse bize kasıtlı birşey yapmıyor. Bu olumsuz düşünceleri biz kafamızda oluşturuyoruz. Onun oluşmasını engellersek belki de hayattan daha çok zevk alabiliriz. Bu konuda kısa bir hikaye aktarmak istiyorum size.
Bir çiftlik evinin çatısında yangın çıkmış ve çatı tamamen yanıp kül olmuş. Haberi alan ahali çiftçiye geçmiş olsuna gelmiş.
“Vah vah gittik güzelim çatı, nasıl uyuyacaksınız böyle? Ya soğuk havada ne yapacaksınız?” diye çiftçiye sormuşlar.
Çiftçi ise sanki yanan kendi çatısı değilmiş gibi gayet güler yüzle dinlemiş herkesi ve şunu söylemiş:
“Her gece yatağımda yatarken yukarı baktığımda, üzerimi örten sonsuz yıldızları ve ayı göreceğim. Bundan güzel birşey olabilir mi?” demiş çiftçi.
Otobüs çok mu sıkışık. Kapatın iki saniye gözünüzü ve kendinizi bembeyaz kumların olduğu bir sahilde, palmiyelerin altında, masmavi denize bakarken hayal edin.
Açın şimdi gözlerinizi. Otobüs o kadar da kalabalık değilmiş aslında…