Fatnastic Beasts and Where to Find Them ile Harry Potter'ın büyülü dünyası Amerika'ya yolculuk ediyor.
Fatnastic Beasts and Where to Find Them ile Harry Potter'ın büyülü dünyası Amerika'ya yolculuk ediyor.
Fatnastic Beasts and Where to Find Them ile Harry Potter evreni Amerika’ya ayak basıyor.

Eğer Harry Potter ismi size birşey ifade ediyorsa Fantastic Beasts and Where to Find Them de çok tanıdık gelecektir.

Harry Potter evreninden spin-off filmlerinin geleceğini hepimiz öngörüyorduk. Bildiğiniz gibi fantastik bir dünyanın kapılarını bizlere açan J.K. Rowling’in unutulmaz Harry Potter kitapları sekiz filmlik bir seri ile tüm dünyada ortalığı kasıp kavurmuştu. J.K. Rowling eseri ile ne kadar gurur duysa azdır. Ortada ne kadar iyi bir eser olduğunu tartışacak değilim. Bu kaynak malzemenin etinden-sütünden yararlanmaya devam etmek de ayrıca takdir edilmesi gereken bir başarıdır. “Zirvede bırakmak” gibi kolay yolu seçmek J.K. Rowling için en rahatı olurdu ama eminim Warner Bros. büyük baskı uygulayıp Harry Potter evreninin kitaplarda açıklanmamış kısımlarının içine dalmayı kabul ettirmiştir.

İşte Fantastic Beasts and Where to Find Them bu yolda ilerlemek için atılmış doğru bir adım olarak karşımızda duruyor. Fimde, Harry Potter’ın bilinen hikayesindeki yüzlerce detaydan birisi olan Newt Scamander imzalı Fantastic Beasts and Where to Find Them isimli Harry Potter evrenindeki yaratıkları anlatan kitabın hikayesi bir spin-off prequel olarak sinema perdesine yansıtılmış. J.K. Rowling bu yapım ile Newt Scamander’in Amerika seyahati sırasında New York’ta başından geçenlere odaklanmış ve Harry Potter evreninin aşina olduğumuz İngiliz tarzını Amerikan kültürü ile bağdaştırma arzusu gütmüş.

Filmin künyesine hızlıca bakarsak:

Yapımcılar: David Heyman, J. K. Rowling, Steve Kloves ve Lionel Wigram

Yönetmen: David Yates

Senarist: J. K. Rowling

Başroller: Eddie Redmayne, Katherine Waterston, Dan Fogler, Alison Sudol, Ezra Miller ve Colin Farrell 

David Yates’in Harry Potter evrenine “biraz” aşina olduğunu söyleyebilirim. Kendisi işin ucundan “azıcık” tutmuş ve Harry Potter and the Order of the PhoenixHarry Potter and the Half-Blood PrinceHarry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 ve Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 filmlerinde yönetmenlik yapmıştır. Eğer bu filmleri seven kitleye dahilseniz ne mutlu size. Yönetmeniniz kaldığı yerden devam ediyor. Yok ama ismi geçen filmleri yerden yere vuruyorsanız David Yates ismi Fantastic Beasts and Where to Find Them’i de onun yönetttiğini duymanız ile yüzünüzü ekşittiğiniz bir yapım durumunda olabilir. İki tarafa da sesleniyorum: Sakin olun! Ortada kötü bir film yok. Aynı şekilde bir destansı yapım da ortaya çıkartılmış değil. Yüzünüzü ekşitmeyin ya da heyecandan bayılmayın. Yine de şunu rahatça söyleyebilirim ki film kesinlikle özlediğimiz Harry Potter dünyasına geri döndüğümüzü hissettiriyor. Tanıdık gariplikler, hareket eden resimler, kendi kendine yerleri silen süpürgeler, eğlenceli asa savaşları, dozunda espriler, hoş göndermeler (easter egg diyelim), büyülü bir evrende olduğunu hissettiren sekanslar, aynı dünya içerisinde ama farklı bir lokasyonda olduğunu hissettiren dekorlar, doğal oyunculuklar, oturmuş karakterler ve gelişen ilişkileri, sır dolu geçmişler ve gelecek bağlantıları ile bu filme kötü demeyi kendime yediremiyorum.  

Fantastic Beasts and Where to Find Them Newt Scamander'in hikayesini bizlere anlatıyor.
Fantastic Beasts and Where to Find Them, Newt Scamander’in hikayesini bizlere anlatıyor.

Bu filmin başarı değerlendirmesini yapmak için benim sormak istediğim bir soru var izninizle. Soruyu kendim sorup kendim cevaplandıracağım ama siz de kendinize sorun lütfen. Soru şu:

Eğer ortada bir Harry Potter gerçeği (kitaplar+filmler) olmasa ve bu film Harry Potter evrenine ilk giriş filmimiz olsa başarılı bulur muydunuz?

Bence bu çok kritik bir soru ve maalesef bu soruya olumlu cevap veremeyeceğim. Evet film keyifli ama onu keyifli yapan şey kendi başarısı değil; gerisinde içine daha önce girmiş olduğumuz devasa bir dünyanın varlığını biliyor oluşumuz ve her sahnede hafızamızda yer etmiş detayları arama arzumuz… Zaten bu yüzden film o bilindik Warner Bros logosu ve tüylerimizi diken diken eden Hedwig’s Theme ile başlıyor. Daha ilk saniyede size “Ben bir Harry Potter filmiyim” mesajını veriyor ve bilindik topraklara geldiğinizi hissettiriyor. Sizin ruh halinizi istediği noktaya getirdikten sonra da hikayesini anlatmaya başlıyor. İşte bu yüzden Fantastic Beasts and Where to Find Them iyi bir film ama asla çok başarılı bir film değil.

Fantastic Beasts and Where to Find Them’in bir seri olacağını ve David Yates komutasında şimdilik beş filmlik bir yol haritası çizildiğini biliyoruz. Harry Potter hikayesine daha da yaklaşacağımız anlar olacağı gibi sınırların ucunda gezineceğimiz bölümlerin de bizi beklediğini düşünüyorum. Sonuçta Harry Potter evreninde anlatılacak çok şey var ve yapımcılar ilginin farkında. Bizim yapmamız gereken, gelecek her filmi hem bir Harry Potter filmi olarak hem de apayrı bir sinema filmi olarak değerlendirip ayrı ayrı tartmak ama hepsinin keyfini çıkartmak. 

Bir Harry Potter okuru ve severi olarak Fantastic Beasts and Where to Find Them beni sinemadan mutlu gönderdi. Sırtımı sıvazladı ve “yine gel” dedi. Birbirimize sarıldık ve bir sonraki filmde görüşmek üzere vedalaştık. Hüzünlü ama bir o kadar da mutlu olarak…

Ufuk’un Notu: 7.5/10

 

Bir Cevap Yazın