2005 ve 2009 yılları arasında büyük ilgiyle takip edilen Prison Break dizisi, 8 senelik “kısa bir ara”nın ardından 4 Nisan 2017 günü yayınlanan yeni bölümü ile tekrar karşımızdaydı.

Prison Break, 15 Mayıs 2009 tarihinde 4. sezonunun 24. ve son bölümü ile seyircisiyle vedalaşmıştı. Oldukça duygusal bir şekilde cereyan eden bu vedalaşma, genellikle Harem Otogarı’nda görmeye alışık olduğumuz bir hüzün barındırıyordu. Dizide emeği geçen herkes eminim ki iş arkadaşı olarak başlamış ama sonunda birbirlerinin içini bilen dostlara evrilmişti.

Açık konuşmak gerekirse Prison Break’in 3. ve 4. sezonları aşırı zorlamayla çekilmiş, boşluklarla dolu senaryolar ile yazılmış, 1. ve 2. sezonun ekmeğini yiyen seyirliklerdi. Hatta dizi rayından o kadar çıkmıştı ki 4. sezonun sonunda dizinin fanatik takipçileri bile ” İyi ki de bitti” diye tepki gösterir duruma gelmişti.

Gel zaman git zaman, Prison Break bir çok seyircinin kalbinde farklı bir yere sahip olarak kaldı. Herkes dizinin bittiğini biliyordu ama içten içe Michael Scofield, Lincoln Burrows, T-Bag, C-Note, Sucre gibi iskelet kadroyu bir kez daha görmek istiyordu. Seyircinin hissettiği bu özleme benzer bir duygu, dizide emeği geçenlerin büyük bölümünde de olacak ki, ekip, dizinin yaratıcısı Paul Scheuring önderliğinde  5. sezon için tekrar toplanmaya karar verdi. Bu sefer yapımcı kadrosunda filmin başrol oyuncularından Dominic Purcell (Lincoln Burrows) ve Wentworth Miller da (Michael Scofield) yer aldılar. Oyuncu kadrosunun büyük bölümü 5. sezon için ekibe tekrardan katılmayı kabul ettiler. Buradan anlıyoruz ki, ekip aradan geçen 8 seneye rağmen, seyircilerin unutamadığı gibi, Prison Break’i kalplerinden çıkartamamış.

Prison Break 5. sezonu ile geri döndü!

Prison Break’in 5. sezonunun ilk bölümü 4 Nisan 2017’de Amerikan Fox kanalında yayımlandı. 10 yıl önce izlemeye doyamadığımız oyuncuları tekrardan ekranlarda görünce, insanın nostalji yaşadığı bir gerçek. Mesela ben yıllardır görmediğim kuzenimle karşılaşmış gibi bir sevinç ve heyecanla izledim ilk bölümü. O yüzden de bölüm boyunca yüzümde manasız bir gülümseme vardı. 40 dakika nasıl geçti hiç fark etmedim.

Prison Break’in kendine has klişeleri vardır. Olaylar “En mantıklı seçenek” üzerine asla ilerlemez. Kahramanlarımızın yaptığı planlar o kadar kısa vadelidir ki, ‘2 bölüm sonra bu hikaye nasıl ilerleyecek?’ diye kendi kendinize sorar durursunuz. Diğer yandan, düşmanlar sürekli bir “Üst akıl” veya “Dış mihraklar” görünümü ile karşımıza çıkar. Bu düzeni kıran şey ise, Michael’ın üstün zekası ile yaptığı akıl almaz planların sökülen bir ilmek gibi yavaş yavaş ortaya çıkışıdır. İşte 5. sezon bize aynen bunu vadeden bir ilk bölüm ile başladı. Bilindik Prison Break klişeleri, hödük Lincoln, iğrenç T-Bag, kanka Sucre ve diğerleri…

Prison Break heyecanı 5. sezonda Yemen’de başlıyor.

Değerlendirmemin aşağıdaki bölümünde beşinci sezonun ilk bölümüne ait spoiler’lar vererek devam edeceğim. İlk bölümde herkesin dikkatini çeken ve eleştirilen bir iki nokta var, onlara ilişkin kendi görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bunu da spoiler vermeden maalesef yapamam. 5. sezon ile ilgili spoiler yemek istemeyenler, lütfen bu kısmı atlasınlar ve yazıyı okumaya “Spoiler Sonu” ibaresinden devam etsinler.

Spoiler

T-Bag’in robotik elinin manasını çözememiş ve o sahnelerin gereksiz uzun tutulduğunu düşünen büyük bir kitle var. Ben bu kadar tepki gösterecek bir olay göremiyorum. Belki, Michael bu robot el ile ilgili birşeyler planlamış ve o yüzden T-Bag’in o eli takmasını istemiştir. Çehov‘un kurmaca üzerine yapmış olduğu müthiş tespitte belirttiği gibi “Eğer ilk perdede duvarda bir silah asılıysa, o silah son perdede mutlaka patlar.” Bu tespit, Prison Break’in olay örgüsünü anlatmak için çok güzel bir örnek olacaktır. Unutmamak lazım, hapishaneden nasıl kaçacağını dövme ile vücuduna kazıyan bir Protagonist’e sahip bir dizidir Prison Break. Bu bilgiler ışığında, o robot elin bir şekilde dizinin olay örgüsünde tekrar karşımıza çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Pek tabi ki senaristlerin amacı, T-Bag’in olduğu sahnelerde yönetmenin imkanlarını genişletmek ve takma el ile uğraşmamak ve takma el sıkıntısını ilk bölümden ortadan kaldırmak istemek olabilir. Ben yine de Çehov’un tespitine bağlı kalmanın daha mantıklı bir teori olduğunu düşünüyorum.

“Dizinin olay örgüsünün bizi Michael’ı hapishaneden çıkartmaya götüreceğini hepimiz biliyoruz. Adamlar tüm fragmanlarda da gösterdiler bunu! Hiç zevki kalmadı.” diyenler de kusura bakmasınlar ama hiç mi Michael’ın 8 yıldır neden tüm sevdiklerini bırakıp Yemen’de bir hapishanede farklı bir isimle yaşadığını merak etmiyorlar? Bu hiç mi yeterli bir sebep değil bu diziyi izlemek için? Dizinin adı Prison Break. Elbette hapishaneden kaçış olacak dizide. Kaçalım zaten onda bir problem olmamalı, hiç mi merak etmiyorsunuz neden buralara düştü bu gariban Michael? Karısı var, çocuğu var, abisi var, arkadaşları var. O da isterdi belki New York’taki müstakil evinde karları küresin garajın önünden… Ama koşullar nasıl gelişti de bu çocukcağız kendini ölmüş gibi gösterdi, 8 sene ortalardan kayboldu sonra bir anda 1-2 tane bulmacalı kağıt parçası ile varlığını ortaya çıkartmaya çalıştı? Büyük resmi görün!

Belki de hapishaneden kaçış kısa sürecek, sonra Yemen’den kaçış bunu takip edecek ve sonunda da bunu Michael’a yapanlara doğru bir “kayış” söz konusu olacak.

Spoiler sonu

Gördüğünüz gibi Prison Break öyle bir dizi ki klişenin dibine vururken bile sizi düşüncelerin içine sürükleyebiliyor. O günleri (2005-2009) hatırlarsanız, dönemin popüler dizileri olan Lost ve Heroes da bu felsefe ile yola çıkmışlardı. Lost muhteşem bir diziydi (Hatta çok iddialı bir tespit de yapıyorum: Bugün çekilen bütün kaliteli, yüksek bütçeli diziler Lost sayesinde varlar.) ama Hollywood tarihinin gördüğü en kötü finallerden biriyle bir çuval inciri berbat etmişti. (Mükemmel bir dizi nasıl efsane bir şekilde bitirilir bilmek isteyenler Battlestar Galactica izleyebilir) Heroes ise… Neyse o konuya hiç girmeyelim, birbirimizi üzmeyelim…

Prison Break, nostaljinin dibine vurmamızı sağlarken, çok fazla kurcalamamamızı ve anlatmak istediğini bütün saçmalıkları ile anlatmasına izin vermemizi isteyen bir beşinci sezon ile yine kendini izletecektir. Sizi bilmem ama ben, ne kadar saçma ilerlerse ilerlesin tüm sezonu izlemeyi düşünüyorum. Yalnız, bu Lincoln harbi gerizekalı değil de nedir? Beyinsiz…

Bir Cevap Yazın