Disney, Moana ile birlikte yeni bir prensesi bizimle tanıştırıyor.

Moana için “Alışılagelmiş Disney filmlerinin temel dinamikleri ile Polinezya (Pasifik Okyanusu’nda bulunan adalar topluluğu) kültürünü harmanlayan keyifli bir prenses masalı” tanımını yapabiliriz. Disney’in Oscar adaylığı alan animasyonu, yeni bir Disney prensesi barındırması açısından da önem arz ediyor.

Moana’yı Diğer Disney Prenseslerinden Ayıran Özellikler

Disney için prenseslerinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. (Eğer bir şekilde herhangi bir Disneyland’e gitme şansınız olursa ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yer gök prenseslerle dolu.) Her yeni prenses ile prenses havuzunu genişleten Disney için Maona’yı bu gruba eklemek, tahmin edebileceğiniz gibi oldukça çetrefilli bir süreçten geçmiş. Gelin Disney’in daha önceki prenseslerini hızlıca hatırlayalım. Eminim isimlerini okumak sizin için de keyifli bir yolculuk olacak, hangi filmi ne zaman izlediğinizi hatırlamaya çalışacaksınız. Anılar başka anıları açacak ve Disney’in geçimişinizde ne kadar önemli bir yer tutmuş olduğunu fark edip hayret edeceksiniz.

Disney prenseslerinden kaçını hatırlıyorsunuz? Eğer sadece birkaç tanesini hatırlayabildi iseniz, üzgünüm ama yaşlanıyorsunuz demektir…

İşte, Vikipedia’dan alıntıladığım şekilde “O prensesler” (Tam haber sitesi başlığı gibi oldu):

1. Pamuk Prenses – Adriana Caselotti tarafından seslendirildi. – Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (1937)

2. Külkedisi – Ilene Woods tarafından seslendirildi. – Külkedisi (1950)

3. Prenses Aurora – Mary Costa tarafından seslendirildi. – Uyuyan Güzel (1959)

4. Prenses Ariel – Jodi Benson tarafından seslendirildi. – Küçük Denizkızı (1989)

5. Belle – Paige O’Hara tarafından seslendirildi. – Güzel ve Çirkin (1991)

6. Prenses Jasmine – Linda Larkin tarafından seslendirildi. – Aladdin (1992)

7. Prenses Pocahontas – Irene Bedard tarafından seslendirildi. – Pocahontas (1995)

8. Fa Mulan – Ming Na tarafından seslendirildi. – Mulan (1998)

9. Tiana – Anika Noni Rose tarafından seslendirildi. – Prenses ve Kurbağa (2009)

10. Rapunzel – Mandy Moore tarafından seslendirildi. – Tangled (2010)

11. Prenses Merida – Kelly McDonald tarafından seslendirildi. – Brave (2012)

Moana karakteri, bu film ile birlikte yukarıda ismi geçen 11 Disney prensesinin arasına katılarak 13. Disney prensesi oldu. Kendisi Polinezyalı yanık tenli bir Disney prensesi. İnanılmaz cesur, dürüst, sözünü esirgemeyen, sevgi dolu bir kız. Zaten cesaret, Disney’de prenses olmak için ön koşul gibi birşey. Hepsi maceradan maceraya atılıyor ve sonunda cesaretleri sayesinde masallar mutlu sonla bitiyor. Moana‘yı diğer prenseslerden ayıran sadece yanık teni değil elbette. Kendisi aldığı kararların arkasında duran, doğru bildiği yoldan dönmeyen, yeri geldiği zaman insanlara güvenmeyi bilen ve kimseyi yarı yolda bırakmayan gerçek bir savaşçı. Bu noktada Polinezya halkının hayata bakışının da payı var elbette. Disney dersine iyi çalışmış ve oldukça sempatik ve ilgi çekici bir dünya tasarlamayı başarmış. Bunu yaparken Polinezya’nın temel özelliklerini mitolojik varlıklar ile birleştirip gerçekçilikten uzaklaşma, müzikal bir masala yaklaşma yolunu seçmiş. Bu karışımın izleyici tarafından beğenildiği aşikar. Moana, 600 milyon dolar gişe gelirini geçmiş durumda.

Disney, Moana ile birlikte yeni bir prensesi bizimle tanıştırıyor.

Moana’nın Detaylarına İniyoruz

Disney, Moana’nın senaryosunu yazarken çok sayıda taslak heba etmiş. Animasyonun hikayesi sayısız kere değiştirilmiş ve en sonunda bizim karşımıza çıkan hali oluşmuş. Disney filmlerini yakından takip edenler bunun Disney için son derece olağan bir durum olduğunu bilirler. Filmlerinin ilk hali ile seyirci ile buluşan kopyası arasında dağlar kadar fark olur. Konuşan, işe karışan çok olunca durum böyle oluyor maalesef.

Moana üzerine konuşmaya devam edersek ortaya çıkan animasyonun başarısız olduğunu söylemek çok acımasız olacaktır. John Lasseter gibi bir animasyon dehasının yapımcılığında, yeşil, mavi, deniz, kum, doğa temalı Moana keyifli bir film. Zaten bunun ödülünü de iki Oscar adaylığı ile (En iyi animasyon ve en iyi film müziği) aldı. En iyi animasyon ödülü bu yılın bir diğer Disney animasyonu (Disney’in bir yıl içerisinde iki animasyon çıkardığı başka yıl var mı bilmiyorum. Pixar bandrollü filmleri liste dışı tutuyorum) Zootopia‘nın alması da Disney’in animasyon işlerinde tekel olmaya doğru gittiğini gözler önüne seriyor. Pixar’ı satın alıp, hem teknik bilgi hem de yaratıcı fikir açısından tavan yaptıkları yetmezmiş gibi, finansal güçleri ile animasyon sektörünü domine eder konuma geldiler. Ortaya çıkan filmlerin aldığı beğeniler de Disney dükkanının iyi iş yaptığını gösteriyor. Ben yine de en iyi animasyon Oscar’ını bu yıl Kubo‘ya verirdim… Malum, Düşlerden Gerçeğe’de öve öve bitiremedim kendisini.

Filmde Moana’nın ve Maui’nin seslendirmeleri mükemmeldi.

Gelelim Moana’da Emeği Geçenlere

Moana’nın yönetmenliğinde Disney’in demirbaş yönetmen ekibinde yer alan Ron Clements ve John Musker beraber görev almışlar. Moana’yı 16 yaşındaki Hawaii (Polinazya’nın komşusu) doğumlu Auli’i Cravalho seslendirirken, Dwayne Johnson yarı tanrı Maui için müthiş bir tercih olmuş. Bu hikaye için animasyon yerine uzun metraj film çekecek olsak, Dwayne Johnson’ın ismini ilk sıraya yazmamız gerekir. Konu açılmışken Moana’nın bir Broadway müzikali olacağına dair dedikodular dolaşıyor. Disney 600 milyon dolar ile doyar mı sandınız gençler?

Toparlarsak

Moana çoluk çocuk izlenebilecek, izleyen herkesin kendi yaş grubu için keyif alabileceği bir yapım. İzlerken yaz tatili özleminizi tavan yaptırması gibi oldukça iç acıtıcı olan yan etkisini gözardı ederseniz, tipik bir Disney animasyonunda görmeye alıştığımız tüm ince detaylara (sevimli hayvanlar, absürt düşmanlar, keyifli müzikler, başarılı görsel tasarım) sahip. Ama (işte orada bir “ama” var), Pixar, animasyon çıtasını o kadar yükseğe koymuş durumda ki, Disney’in kendi sınırlarını kırmadan oralara çıkması çok zor. Zootopia’nın Oscar almış olması, Pixar’ın devam filmi olan Finding Dory’nin beklendiği gibi bir film çıkmamış olması dahi bu gerçeği değiştirmiyor. Üstte adını andığım John Lasseter (ki kendisi Pixar’ın yaratıcı ekibinin başıdır), Moana’da yapımcı koltuğundaydı ama son dönemde Toy Story 4‘ün yönetmenliği için kolları sıvamış durumda. John Lasseter’in hem Disney için hem de Pixar için çalışıyor oluşu çıkar çatışması yaratıyor gibi görünse de gerçek öyle değil. Kendisinin varlığı biz seyirciler için hem Pixar hem de Disney filmlerinin yaratıcı fikir anlamında dolu dolu olmasını sağlıyor ve filmlerin kalitesini yükseltiyor. Moana buna çok güzel bir örnek olmuş.

Ufuk’un Notu: 7/10

Bir Cevap Yazın