tom

Seans Öncesi Ritüeli

Dün öğleden sonramızı değerlendirmek için sinemaya gitmeye karar verdiğimizde, hemen The Pearl’deki Novo Cinemas’ın vizyondaki filmlerine internet sitesinden göz atmaya başladım.

Vizyon filmlerini yakından takip ettiğim için IMAX’te kesin ya Ant-Man ya da Mission Impossible’ın yeni filmi (O an tam adını bilmiyordum, burada belirtme ihtiyacı hissettim. Neden acaba, Allah Allah) vardır diye düşünüyordum. Düşüncem de yanılmamıştım. Mission: Impossible – Rogue Nation IMAX’teydi. Ama bir sorun vardı, film 2D olarak IMAX’e gelmişti. İlk başta “yahu ne güzel kafa dağıtacağız 3d falan olaydı da iyice kopsaydık” diye düşündüm, hiç utanmadım burun kıvırdım koca Mission: Impossible’a. Neyse dedik, 2D de olsa IMAX her koşulda diğer salonlardan ses ve görüntü olarak daha iyidir. Siteden biletlerimizi 16.30 seansına aldık. Salon internetten biletini alanlar yüzünden daha filme 3 saat varken yarısına kadar doluydu. “Oha! Bu ne ya, hiç çekilmez şimdi bu kadar kalabalık. Uff, puff,” şeklinde filme kadar sayıkladım.

Ve Film Başlıyor!

Filmin başlamasına 15 dakika kala Novo Cinemas’ın büfesinden pop-corn, karışık crep’imizi ve ice-tea’lerimizi alıp salona doğru ilerledik.

Burada bir dip not olarak, büfe çalışanı karışık crep’teki krem peynirin ayarını kaçırdığı için Nutella tadı alamadım ve peynirli crep gibi birşey yer gibi hissettim. Aç olduğum için hapur hupur götürdüm, o ayrı. Kıssadan hisse, siz de alacak olursanız peynirini Nutella’dan az koydurun yoksa Nutella tadı geride kalıyor.

Biz koltuğumuza oturduğumuzda fragmanlar başlamıştı. Salon ağzına kadar doluydu ve soğuktu. Yanımıza hırka almakla doğru karar verdiğimizi biliyorduk (Alkışları alayım).

Fragmanların hemen arkasından da alışkın olduğumuz IMAX’in tanıtım videosu ekrana gelmeye başladı. Hemen belirteyim, IMAX’in tanıtım videosunu çok severim. Özellikle 3D gözlük ile 9’dan geri sayımlarda bayağı gaza getirici bir görsellik elde ediliyor. O tanıtım videosunu ilk izleyenlerin “Ohaa, yuhh!”larının salonda havada uçuştuğuna çok tanıklık etmişimdir. Mission: Impossible – Rogue Nation için IMAX’in farklı bir geri sayımlı tanıtım videosunu görmek beni epey mutlu etti diyebilirim. Oldukça güzel düşünülmüş bir detaydı. Ahanda aşağıda görebilirsiniz.

Mission: Impossible – Rogue Nation için başlangıç vakti artık gelmişti. Hadi bakalım neler göreceğiz” dediğim ilk anda mükemmel bir açılış sahnesi beni karşıladı. Tam da Mission: Impossible’dan beklenen güzellikteki sahnede Tom Cruise’un dublör kullanmadığını ve sahnenin tam sekiz kere çekildiğini bilmek beni orgazmik duygulara sürüklemişti. Daha ilk saniyede filmin havasına girmiştim ve kötü bir film izlemeyeceğimi anlamıştım. O sahnenin çekimleri sırasında yaşananları bir de Tom Cruise’dan dinleyelim:

Mission: Impossible – Rogue Nation, Syndicate adında paralel bir yapının dünya dengelerini gizli gizli değiştirmesinin önüne geçmek için Ethan ve arkadaşlarının Syndicate ile yaşadığı kedi fare oyununu temel alıyor. Film kendi içinde değişik hikaye anlatım tekniklerine yer veriyor ve hikaye aktıkça temposundan hiçbirşey kaybetmeden Mission Impossible’a yakışır bir şekilde tamamlanıyor.

karakterler

Başrolde Ethan Hunt karakteri elbette Tom Cruise trafından canlandırılıyor. Zaten Hugh Jackman için Wolverine neyse, Tom Cruise için de Ethan Hunt o durumda. Başkası öyle kolay kolay OYNAYAMAZ! Yan rollerde karşımıza çıkan oyuncular ise kısaca şöyle; pek sevdiğimiz kankamız Benji yine Simon Pegg, pataklayıcı hanım kızımız rolünde Rebecca Ferguson (film bitiminde önümdeki iki arkadaşın IMDB’den Rebecca’nın film geçmişini kurcaladıklarını görmek oyuncu açısından iyi birşeydir herhalde), IMF’in müdürü ile Jeremy Renner, ekibin lojistik ve psikolojik desteği rolünde yine Ving Rhames ve kötü adam performansı bence gayet başarılı Sean Harris. Yan rollerden özellikle Harris, haikaten psikopat bir kötü adam portresi çizmiş. Karakterin inandırıcılığı çok yüksekti. Eferim diyor, 10 puanla arkadaşlarının yanına uğurluyoruz.

kotuadam

Yönetmenlik koltuğunda daha çok yazarlığı ile tanıdığımız Oscar ödüllü Christopher McQuarrie, filmini güzel kurgulamış. Kovalamaca sahneleri olsun, keyifli opera sahnesi olsun bence vasatın hayli üstündeydi. Kendisini yönetmenlik kulvarında devam etmeye çağırıyoruz! Yazarlığı bırakma ama, kıps!

Mission: Impossible her zaman için başarıya ulaşması çok da zor olmayan bir frenchise olmuştur. Kendinizi kaybedip saçmalamadığınız müddetçe ortama üstü bie aksiyon filmi garanti gibidir. E yani, Tom Cruise var, Simon Pegg var. Bunlar cepte. Yanlarına Hawkeye Jeremy Renner da katıldı artık. Artık üzerine birşeyler koy servise ver, yönetmen kardeş. Çok da zor olmasa gerek. Ne de olsa kaç kere denendi, başarı formülü belli.

Tabi bundan sonra Görevimiz Tehlike’lerin en büyük sıkıntısı gitgide sıradanlaşan hikayeleri olacaktır. O açığı da farklı kurgu ve sahne tasarımları ile aşmaya çalışıyorlar. Ben Mission: Impossible’ın ilerleyişinde yakın zamanda izlediğimiz Kingsman gibi başarılı filmlerin yardımının olacağını düşünüyorum. Evet bu ajanlı aksiyon-macera filmlerinde rekabet yoğun ama Mission: Impossible tutmuş bir formülü modernize ede ede ilerlediği müddetçe pek de rakibi yok gibi (James Bond hariç). Rogue Nation, bu noktada seriye büyük bir farklılık getirmese de benim ve sizin gibi seyirciler için izlenilesi ve keyif alınası bir film.

Tamam anladık da sadede gel, filme gidelim mi?

Gidin efendim, gidin. Uçak ve opera sahneleri bile parasını çıkartır.

Son bir ekleme, Tom Cruise gibi Simon Pegg’in de filmdeki araba kovalamaca sahnelerinde dublör kullanmadığını çok gizli kaynaklardan öğrendim. Kesin bilgi yayabiliriz. Aferin Simon be ya!

Ufuk’un Notu: 7/10

Bir Cevap Yazın